UEFA'da KIYAMET KOPACAK...










18 Temmuz 2013’de yazdıgımız yazıda FENERBAHÇE’nin CAS Davasını çekmesine sebep olan, hem Kulüp içinde hem de tüm spor Camiasında yıllarca sürecek bir tartışmayı yaratan DÖRTLÜ ZİRVE‘den bahsederek, Bu zirveye katılanların, bu Toplantıda neler konuşulduğunu TEK TEK açıklamak zorunda olduklarını yazmıştık.


AÇIKLAYAMADILAR.. Konuşamadılar…  ÇÜNKÜ…

O toplantının öyle bir gündem maddesi vardı ki.. TEMİZ TÜRK FUTBOLU diye yola çıkıp TÜRK Sporunun göz bebeği FENERBAHÇE’yi günah keçisi seçerek öne sürüp, perde arkasında dönen dolapları kapatmaya çalışanların foyası ortaya çıkacaktı…

FENERBAHÇE’nin TAHKİM de onaylanan cezası sonrası PANDORA’NIN KUTUSU AÇILDI diyerek, o güne kadar bilinen bilinmeyen bir çok konuda ilk ağızdan açıklamalar yapmıştık, şimdi  Avrupa Futbolunun KIYAMETİ ni getirecek bir iddiada bulunuyoruz...

O TOPLANTIDA, öyle bir şey konuşuldu ki, o konuşulanlara şahit olanlar ve konuyu bilenlerin asla aleyhlerinde bir işlem yapılamazdı.

Biliyorsunuz EURO 2016 Futbol Şampiyonasını düzenlemek için yarışan iki güçlü ülke vardı: TÜRKİYE ve FRANSA. 





Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve Hükümeti, tüm olanaklarını seferber etmiş, bu oyunları düzenlemek için resmen Şubat 2010 da UEFA’ya başvurmuştu.



Bu başvuruyu yapan isimlere dikkat. Daha sonra bir çok vesileyle duyacağız bu isimleri

İşte o günden beri kulaktan kulağa konuşulan, Türkiye ve Avrupa’da bir çok Spor adamının bıyık altından gülümseyerek birbirlerine anlattığı bir hikaye var.

Bu iddiaların, konsolosluk kriptolarında, Federasyonun “özel” kayıtlarında, ve bankaların tutmaları zorunlu hesap kayıtlarında bizzat bulunduğu aşikar.

Özetleyelim :

Avrupa’da Euro 2016 tarzı organizasyonlar, karar verici konumundaki kişilerin bir şekilde “görülmesi” ile verilir. İşte bu “görme” işini yapacağını söyleyen bir lobi şirketi, Türkiye Futbol Federasyonuna bir mesaj gönderiyor. Tarih 2010 Şubat

Teslimatı yapacak bazı kuryelerin hesabına 25 milyon Euro yatırılması şartıyla Organizasyonun Türkiye’ye verilebileceği söyleniyor. (20 Milyon Euro kararsız üyelere, 5 Milyon Euro’su Platini ve ekibi için)

Bu olay bütün organizasyonlarda oluyor aslında. FIFA'nın Katar tercihini hatırlayın. Çok büyük oyunlar dönmüştü orada da.





Bu işin böyle “kotarıldığını” bilen dönemin Federasyonu hemen bunu Hükümet yetkililerine bildiriyor. Organizasyon için bir çok girişimde bulunan Hükümetten onay geliyor. Para hazırlanıyor. Ve Türkiye’de bir hesaba aktarılıyor özel hesaplardan.

Ancaaaakkkk.. İşi organize eden Lobi şirketinin kuryelerinin hesaplarına 25 Milyon Euro değil 19 Milyon Euro havale ediliyor. Sebep…? Bilinmiyor .. Aradaki 6 milyon rezerv tutuluyor ve iş bitimine saklanıyor.

Bu aradaki paranın, bazı güzide ve gözde kulüplere yardım olarak da aktarıldığı iddialar arasında.

Ancak bu tür gizli kapaklı işlerde, “önce alışveriş sonra fiş” olmuyor işte. Eksik ödenen para, çok kişinin sinirlenmesine sebep oluyor. Sonuç : 1 oy ile kaybediyoruz Euro 2016 organizasyonunu.



O günü ve oylamayı hatırlayınız: Platini’nin Fransa Cumhurbaşkanı Nikolas Sarkozy ile özel olarak ilgilenip bütün üyeler ile teker teker tanıştırması, özel görüşmeler yapılması vb. Bu da bizim ülkeye parayı eksik yatırmanın cezası olarak gösteriliyor.

Bizimkiler Platini’nin Sarkozy'i dolaştırmasına çok bozuluyor ve skandal diyorlar ama ses çıkarmıyorlar. Nedeni ise verilen para. Devlet olarak dava da edemezsin, bunlar para aldılar ama karşılığını yapmadılar diye.

Ve giden 19 Milyon Euro’nun geri getirilmesi için girişimler başlıyor. Ama bir yıldan fazla süren girişimlerden bir sonuç alınamıyor.

Taaa ki…

Evet taa kiii FENERBAHÇE için CAS Davasının çekilmesi kararı alınan Türkiye'deki 4'lü toplantıya kadar. İşte o toplantıda CAS Davasının çektirilmesi sözü veriliyor ve Platini’den paranın iade garantisi alınıyor.

Bahsi geçen 19 Milyon Euro CAS Davasının çekilmesiyle beraber faiziyle birlikte geri alınıyor. “Ülke menfaati” olarak her tarafta hatta FENERBAHÇE yöneticileri tarafından bile bahsedilen konu BUDUR deniyor.

Bir kaç soru soralım : O günkü Federasyon Başkan Vekili kim ? Hangi Spor Kulübümüzün CEO’su şu anda? Var mıdır acaba yazışmaların ve onayların bir kopyası o “adam”da ? Devlet dokunabilir mi o “adam”a ?

Pekii o CEO nun muhterem eşi kim? Akil bir hanımefendi. Bilgisi yok mudur acaba bu operasyondan? Başında olduğu bankanın açtığı kredileri kontrol ederken gözüne takılmış mıdır acaba bazı yanlış işlemler?

O günkü Spor Bakanı kim? Hangi Spor kulübümüzün başkanlığını yaptı? Yok mudur acaba bilgisi o Sayın “eski” Bakanımızın?

Pekiii.. CAS Davasını çektiren 1 numaralı isim Şenes ERZİK… Bahsi geçen toplantıya kadar bu haberleri hiç duymamış mıdır? CAS’ı geri çektireceğim sözü vermiş midir birilerine?

Ve bu kirli para alışverişlerini – bilmeyen – Sayın Başbakan, üyesi olduğu FENERBAHÇE ‘nin 19 Milyon Euro geri alınması karşılığında CAS’tan davasını çektirirken,  bütün gerçeklerin bir gün ortaya çıkma gibi bir huyu olduğunu hatırlar mı?

Biz sadece bazı sorular sorduk.. 2010 yılında, Platini ve ekibini dalgaya almanın neticesinde, FENERBAHÇE üzerinden Türk Futbolu’nun cendereye alınmasına makul ve mantıklı açıklamalar gibi geliyor bu gelişmeler. Siz ne dersiniz?

Saygılarımla,









4 yorum:

  1. hakan bey bunu ingilizce ve almancaya çevirip fifa ve almanya futbol federasyonuna gönderelim.ve uefa ya düşman ülkeler varsa onlarada gönderelim

    YanıtlaSil
  2. Sayın Hanoğlu bence bahsi geçen 19milyon euroluk rakkam gerçek değil. Çünkü 19 milyon Euro istenirse birçok
    işadamı tarafından rahatlıla ödenebilecek bir meblağdır. Ben şahsen gerçek miktarın 190 milyon veya 1.9milyar euro gibi ciddi miktar olmasından şüpheleniyorum. Çünkü ancak bu kadar ciddi bir meblağlar Fener ateşe atılabilir. Saygılarımla.

    YanıtlaSil