Bir GARİP PROTOKOL


STAD HASILAT PAYLASIMI PROTOKOLÜ


Yıllardır kamuoyundan saklanan ve Mahkeme kararı ile dün ( 26.11.2013 ) ele geçirdiğimiz Galatasaray Kulübü - GS Sportif AŞ arasındaki Stad Hasılat Paylaşım Protokolü

Ocak 2012 de KAP açıklamasında bahsedilen PROTOKOL, hiç bir zaman Yatırımcılara ve kamuoyuna açıklanmadı. Ama yatırımcıların ve spor kamuoyu adına bizlerin mücadelesi sonucu, dün ( 26 Kasım 2013 ) Mahkeme kararıyla elimize gecti bu PROTOKOL. Önce okuyalım : 




Bu da 2 nci sayfası



Lütfen iyi okuyun ve İlk sayfada TARAFLAR ın altında yazan 

.................. tarihinde İMZALANMIŞTIR 

hükmüne ve ikinci sayfada 5.1 maddesinde belirtilen 

........................ tarihinde tanzim ve imza edilerek yürürlüğe girmiştir.

hükümlerini iyice okuyun. O tarihlerde ne yazıyor ? 

IYİ OKUYUN : 11 Ocak 2012 

Yazıyla da yazalım anlamayanlara : ON BİR OCAK  İKİ BİN ON İKİ

Demek ki Birleşme sırasında VAROLDUĞU söylenen Protokol YOKTU. Bu protokol birleşme tamamlandıktan sonra ve halka hisseler satıldıktan SONRA YAPILDI.. Orada mutabakat vardı falan gibi yorumlar yapılamaz. Şirketler hukukunda herşey yazılı ve imzalı olmak zorundadır.

Şimdi Sermaye Piyasası Kurulu, BORSA İstanbul, bu protokolü talep eden MAHKEMELER ve BAŞBAKANLIK, BAKANLIKLAR ve tüm diğer adli ve idari makamların, yukarıda belirtilen olaylar ve KAP ta yapılan açıklamalar çerçevesinde İŞLEM YAPMALARI;

Şirket Birleşmeleri ve Hisse satışları öncesindeki duruma gelinceye ve Yatırımcıların mağduriyetleri giderilinceye kadar Galatasaray Spor Kulübü ve Galatasaray Sportif A.Ş tarafından alınan tüm karar ve yapılan işlemleri YOK saymaları, ortaya çıkan mağduriyetleri TAZMİN ETMELERİ  gerekmektedir. 

Şimdi Gelelim Fasulyenin Faydalarına

Bu Protokolün Önemi Ne ?

GALATASARAY Şirketleşip halka açılırken, FENERBAHÇE gibi yapmamıştı. GS FUTBOL A.Ş.  – GS SPORTIF A.Ş. – GS STAD A.Ş gibi şirketler kurdu. Bunun sebebi biraz kafa karıştırmak, biraz süstemi karmaşıklaştırmak, gelirleri UEFA nın istediğinin aksine, KULÜP’te bırakmaktı.

Bunu da bir ölçüde başardı. Gelirleri dağıttı, tek şirkette birleştirmedi. Ama kötü olan, GALATASARAY Kulübü de aynı şekilde parasız kaldı. GS Sportif AŞ maddi açıdan çok rahatken, Kulüp parasızlıktan kan ağlıyordu. Öyle ki, transfer bedellerini yatıramayan, oyuncuların kaçtığı, hatta primlerini bile yatıramadan şampiyon olunduğu açıklanan Galatasaray Kulübü, kendi şirketinden aldığı borçları ödeyemez duruma gelmişti.


Bu sırada, GS Sportif A.Ş. Borsada 450 TL ye varan hisse fiyatlarına ulaşıyor, rekor üstüne rekor kırıyor, hatta ezeli rakiplerinin hisse fiyatlarına fark atıyordu. Bir şekilde Kulübü iflastan kurtarmalı, Şirketlerin uçuk kazançlarını GS li yatırımcılara kaptırmadan Kulübe geçirecek bir sistem kurmalıydı.


Çözüm, Galatasaray Kulübünün en zor zamanlarında ( 2 yıl için USD bazında % 50 faizle ) borç vererek, hisse alarak Kulübü batmaktan kurtaran Belçika vatandaşı, Enerji şirketleri sahibi, daha önce bu tür ticari operasyonları çok yapan Ünal AYSAL ve ekibinden geldi. Bu işi ticari bir işlem gibi düşünerek, SPK nın Galatasaraylı Başkanı ve ekibinin de desteğini alarak birkaç aşamadan oluşan bir plan yaptılar.


Önce, Stad intifa hakkı sahibi olan GS Stad AŞ ile Futbol takımının sahibi olan GS Futbol A.Ş. birleştirildi. Daha sonra bu birleşen şirketin, Borsadaki şirket GS Sportif A.Ş. ile birleştirilme kararı alındı. Ancak GS Spotif AŞ Borsada işlem gördüğünden bilirkişi raporu - mahkeme kararı - SPK nın onayı gerekiyordu.   


Anlı Şanlı Hocalardan mütalaa alındı, bilirkişi raporu hazırlandı, bu raporda Futbol A.Ş. nin elindeki stad gelirlerinin Sportif A.Ş. tarafından elde edileceği, nasıl – ne kadar – hangi yöntemle olacağı, rakamlara özellikle başvurulmadan belirtildi





Aynı konuya o günlerde yapılan tüm Yönetim Kurulu Kararlarında da değinildi. Herkese, GS Sportif yatırımcılarına ve IMKB de yatırım yapan tum küçük yatırımcılara, GS Sportif ve GS Futbol birleştiğinde, Devletin Ali Sami Yen Stadının arazisi ile takas yaparak Seyrantepe’de yaptığı ve Kulübe teslim ettiği 50.000 kapasiteli ARENA’nın tüm stad gelirlerinin GS Sportif A.Ş.’de toplanacağı hissettirildi. 

Sermaye Piyasası Kurulu, 1 Kasım 2012 de Başbakanlık’a başvuran bir mükellefe verdiği cevapta bu konuya açıkça değinmektedir:



Bu sırada , Ticaretin genel ilkelerine, yasalara ve mevzuata uygun olmayan öyle uygulamalar oldu ki ki hepsi gözden kaçırıldı, ya da kaçırıldı. Bu hususların her biri başka bir dava konusu ve Şirket - Kulüp yöneticileri para ve hapis cezalarına çarptırılecek durumda ( Halen de öyle ) 

Bunları bir yıldır yazıyoruz ama başlıklarla özetleyelim :

1 ) Birleşme işlemi Eylül 2010’da tamamlanmıştır: 

Birleşme öncesi tarafların mali tablolarına göre 

GS Sportif A.Ş.
Özkaynakları: 312.576.910 TL 
Dönem Karı: 61.982.282 TL ( Kar )

Futbol A.Ş.
Özkaynakları: - 208.696.371 TL (Negatif )
Dönem Zararı: 122.654.660 TL  (Zarar)

Birleşme sonrası 

Futbol A.Ş.’yi devralan GS Sportif A.Ş. 
Özkaynakları, 19.760.131 TL
Dönem karı  - 60.856.895 TL (Zarar)

VARAN 1.. Karlı bir Şirket büyük zararda olan Şirketi devralıyor ve sermayeyi kediye yüklüyor…

2) GS Sportif A.Ş. ile GS Futbol A.Ş. arasında 14.05.2010 tarihinde imzalanan devir protokolü ile 17.05.2010 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere Galatasaray Profesyonel A Takımı ve Futbol Akademisi’nin toplam 245.200.000 TL bedelle tüm hak ve borçları ile GS Sportif A.Ş. Şirketi tarafından satın ve devralındığı açıklanmıştır.

VARAN 2.. GS SPORTİF A.Ş., sermayesinin 100 katı bir bedel ödeyerek profesyonel bir futbol takımını satın alıyor.. Hem de tüm BORÇLARI ile birlikte

3) Mantık ve hukuk gereği, Stad A.Ş. de olan Üst Hakkı Kullanım hakkı yani Stad gelirleri, ilk birleşmede Futbol A.Ş.’ye, daha sonra da Sportif A.Ş. ye geçmesi gerekmektedir. Ama Ali Sami Yen GS Sportif A.Ş. ye ait olması gerekirken Galatasaray Kulübü tarafından TOKİ’ye devrediliyor

VARAN 3 .. Sportif A.Ş. kendisinin kullanım hakkına sahip olduğu Ali Sami Yen’in TOKİ’ye devredilmesine ses çıkarmıyor

4) TOKİ’ye verilen ASY karşılığında ARENA ‘nın kullanım hakkı GS Sportif A.Ş’ye ait olması gerekirken Galatasaray Kulübüne kaydedilmiş ve  bunun karşılığında GS Sportif A.Ş.ye hiçbir karşılık ödenmemiştir.  Muhtelif başvurulara rağmen Sermaye Piyasası Kurulu bu konuda bu yönüyle Galatasaray Sportif A.Ş. de herhangi bir inceleme yapmamıştır.

VARAN 4… Birleşmeler gereği Türk Telekom ARENA’nın GS Sportif A.Ş. ye ait olması gerekirken, GS Kulübü tarafından el koyuluyor 


5) Şirketlerin Birleşme Sözleşmesinde Müsabaka gelirlerinin birleşen  şirkete ait olacağı açıkça belirlenmiştir. Birleşen şirketlerin ana sözleşmelerinde de stad gelirlerinin  devredileceğine ilişkin bir düzenleme yoktur. Ancak birleşme işlemleri tamamlandıktan sonra Galatasaray Kulübü Kamuoyu Aydınlatma Platformuna (KAP) açıklama yaparak Stad gelirlerinin Şirketler arasında yapılmış olan Protokole göre % 90’ının Galatasaray kulübü %10 unun ise GS Sportif A.Ş.’ye verileceği bildirimini yapmıştır.

VARAN 5… Stad Gelirlerinin % 90 ‘ına daha önce Kamuya yapılan hiç bir bildirimde yer almamışken Galatasaray Kulübü tarafından el koyulmuştur

6) Yapılan % 90 - % 10 paylaşımın getireceği menfaatlerden biri de, Devlete - Maliyeye  KDV yi eksik ödemek için bilet alan taraftarların bilet bedeli olarak ödediği  ücretin %10 una bilet bedeli faturası %90 ına dernek bağış makbuzu verilmesidir

VARAN 6 … Galatasaray Sportif A.Ş. ve Galatasaray Kulübü işbirliği yaparak uyduruk ve eski tarihli bir mutabakatla Devletten vergi yatırımcıdan Kar kacırmaktadır

7) Bu açıklama yapılmadan önce, %16 sı halka açık olan GS Sportif A.Ş.nin %29 luk ilave kısmı Genel Kurulda "repo yapacağız" diyerek yetki alınarak Galatasaray Kulübü tarafından halka satılmış; halka açıklık oranı % 45 e ulaşmıştır

VARAN 7.. Birleşme sonrası Stad gelirlerinin normal olarak GS Sportif A.Ş. de birleşeceğini düşünen yatırımcılardan bilgi gizlenerek hisse fiyatları Borsada yükseltilmiş, hiçbir açıklama yapmadan görülen en yüksek fiyatlardan % 28 hisse halka satılmıştır..

8) GS Sportif A.Ş. yönetimi ve GS Kulübü yönetimi aynı kişiler olduğundan yatırımcılar önemsenmeden müsabaka gelirleri bedelsiz olarak  kulübe aktarılmış; ancak bu yetmemiş, Kulüp Yönetimi TT Arena stadının 2014-2030 yılları arasındaki tribün koltuk gelirlerini 442.907.750.TL karşılığında GS Sportif A.Ş. ye satmıştır. (Bu satışın 2025 sonrasına ait bölümü SPK tarafından düzeltilerek 64 Milyon TL karsılığında Kulübe iade edilmiştir)

VARAN 8 … GS Sportif A.Ş. zaten kendisine ait olması gereken biletleri 17 yıllığına GS Kulübünden satın almış ve borçlanmıştır

9) Galatasaray Kulübü, ortaya çıkan 442.907.750 TL hayali alacağını tahsil etmek amacıyla Mayıs 2012’de % 10.000  oranında  sermaye artırımına gitmiş; % 55 hissesi karşılığında koyması gereken Nakit katılım payını koymamıştır

VARAN 9 … Küçük yatırımcı sermaye artırımına nakit koymuş, ancak GS Kulübü koyması gereken yaklaşık 230.000.000 TL parayı koymamış ve hayali alacaklarını tahsil etmiştir


10) Kulüp, şirket birleşmeleri tamamlandıktan ve % 29 kendi hissesini sattıktan 1,5 yıl sonra, hasılat paylaşımına ilişkin bir protokol olduğu açıklamasını yapmış, Borsada herkes hisselerini satışa geçmiş ve kamuoyunun bilmediği kendisinin ise bilmemesi imkansız Özel bilgiler kullanılarak kar etmiştirç Bunun sermaye piyasasındaki adı Manipülasyondur. Ve bu konu, usulden degerlendirilerek GS yöneticileri SPK tarafından cezalandırılmıştır

VARAN 10 … Galatasaray Kulübü bilgi gizleyerek en yüksek fiyatlardan hisselerini satmış ve küçük yatırımcının bilgi sahibi olmaması nedeniyle zarar etmesine yol açmıştır

Galatasaray Kulübü ve hakim ortağı olduğu GS Sportif A.Ş., Eylül 2012 de % 3.000 lik yeni bir sermaye artırımı kararı almışlardır. Burada da amaç, Kulübün hala tahsil edemediği hayali alacakları ( 328.000.000 TL), nakit sermaye artırımına da katılmadan tahsil etmek ve GS Sportif küçük yatırımcılarının parasına el koymaktır. 

Bu başvuru SPK tarafından Şubat 2012'de reddedilince; Kulüp Eylül 2013'de % 300 ve 7,5 kat rüçhan hakkıyla  (Toplam % 2.250) yeni bir başvuruda bulunmuştur. Bu sırada daha önce tahsil edilmiş olan tutarların kullanılacağı beklirtilmiş, bakiye alacaklar silinerek 5 yıllık biletler kulübe iade edilmiştir. 

Buna VARAN 11 demeyeceğiz Çünkü bugüne kadar verilen mücadelemizle SERMAYE PİYASASI KURULUnun bu başvuruyu kanunlar ve kurallar çerçevesinde REDDETMESINI sağladık.  Yenisini de ancak usulüne uygun yapabilecekleri kurallar getirttik.


Dönelim meşhur Protokolümüze

Şirket Birleşmeleri sırasında, her vesileyle herkese aynı imaj verildi, ARENA gelirlerinin tamamı GS Sportıfte toplanacak, hisse sahipleri daha da kazanacak, hatta bizzat Unal AYSAL ‘ın kayıtlı sözleri ile HISSELER COK DEGERLENECEK ti… Düşünün ki, 2.5 Milyon TL sermayeli bir şirket yılda yaklaşık 70 Milyon TL getirecek stadın sahibi diğer bir şirketle birleşecek ve o gelirler Şirketin olacak. Tabii ki millet hisselere yüklenecek ve fiyatlar patlayacaktı.

Ve gercekten beklenen oldu Borsaya daha BIRLESME haberi gelmeden Hisseler ZIRVE ustune ZIRVE yaptı. Yönetim Kurulu Kararı ve ardından yapılan açıklamalar da tuzu biberi oldu. Her gün tavandan kapanış yaptı. Hisse senedi 40 TL lerde iken  % 300 artış ile 125 - 135 TL lere çıktı  ( Sermaye artırımı ile bölünme sonrası uyarlanmış değerler. O günkü fiyatlar ile 400 - 500 TL lere çıktı hisse fiyatı )
Hisse böyle zirveler yaparken, GS yavaştan yavaştan elindeki hisseleri satmaya başlamıştı. Çünkü gerçeği biliyorlardı ve ortaya çıkınca – ki çıkması zorunluydu operasyonun sonraki aşamaları için – fiyatlar düşecekti. % 16 olan halka açıklık oranı o günlerde artmaya başladı (bugün % 45) Kimse sormadı fiyatlar yükselirken neden satılıyor hisseler diye, çünkü ralli devam ediyordu.

Galatasaray Kulübü elindeki hisseleri o zirvelerden sattıktan 1,5 yıl sonra, Ocak 2012'de bir açıklama geldi Kulupten 



Yani 1,5 yıl önce, 2010 temmuzunda, yatırımcıdan bu bilgiler gizlenip ARENA nın tüm gelirleri BORSA daki GS Sportif AŞ nin olacak hissi verilmişken, "DAHA ÖNCEDEN" imzalandığı söylenen bir anlaşma ve SADECE % 10’UNUN GS FUTBOL A.Ş YE AIT OLDUĞU, % 90’ININ GALATASARAY KULÜBÜNDE KALACAĞI şeklinde bir Stad Hasılat paylaşım Protokolü olduğu belirtiliyordu.

Önceleri pek anlaşılamayan bu açıklama, daha sonra tüm hisse sahiplerinin Borsaya koşup ellerindeki hisseleri aldıklarının çok altında fiyatlarla satmalarına sebep oldu. Çünkü GALATASARAY bir oyun oynamış ve herkesi fena kandırmıştı. Yatırımcılar, tüm gelirler GS Sportif’te toplanacak sanarken ellerindeki gelirler de gitmişti. 

Hisseler bu satış dalgasıyla 130 - 135 TL lerden 50 TL lere kadar geriledi. Ve GS Sportif’ın o günlere kadar gelen yükselişi bu darbe ile bir daha başını kaldıramayacağı şekilde son buldu.



Hissedarların iptalini istedikleri kararlar ve işlemlerin büyük bölümü bunlar. Yani Sermaye Piyasası Kurulu’nun da 1 Kasım 2012 tarihli raporunda da açıkça belirtildiği gibi :



Sermaye Piyasası Kanunu’nun 47 nci maddesi ne diyor peki? Açalım Kara Kaplı defteri



Bu, başlı başına bir SKANDAL.  Yatırımcılar, spor kamuoyu ve medya bu bilgi gizlemenin bir MANİPÜLASYON olduğu konusunda hemfikir. Bu amaçla mahkemelerde açılan davalar devam ediyor. Ancak DAHA BETERİ DE VARMIŞ : PROTOKOL o tarihte yokmuş :)



Bu konuda önümüzdeki günlerde belirtilen tüm Resmi kurumlara ve Mahkemelere başvuru yapılacak ve Yatırımcıların mağduriyeti giderilecektir..


Saygılarımla


  Hanoglu Hakan










SPK İZİN VERECEK Mİ ?


The LİRA'da bugün yayınlanan ve Galatasaray'ın SPK da onay bekleyen Sermaye Artırımına yonelik yazı-röpörtaj konusunda arkadaşların ricası uzerine bir kac acıklama yapma durumundayım.

Once Yazının ilgili bölümünü okuyalım 
(Tam metin için : http://www.thelira.com/yazar/23/acil-sezen/2599# )


GALATASARAY SERMAYE ARTIRIMI:

Kamuoyunu ve bireysel yatırımcıların bir bölümünü yakından meşgul eden bir konu. SPK, önceki başvurusunda Galatasaray'daki yüksek oranlı sermaye artırımını kabul etmemiş ve itirazlarını şirket ile paylaşmıştı.

Bu itiraz noktalarının en büyük kısmı şirketin 2030 yılına kadar olan muhtemel gelirlerinin indirgenerek gelir hesaplarına dahil edilmesi idi.

SPK Başkanı Ertaş, şirketi bu konuda uyardıklarını, şirketin ise düzelttiğini söyleyerek kendilerine geçen hafta yeni bir başvuru yaptığını söyledi.

Bunun üzerine sermaye artırımına derneğin katılımının bir kredi yoluyla olup olamayacağını sordum.

Çünkü SPK'nın "nakden artırıma katılma" şartı getirmesinin ardından bu senaryo gündeme gelmişti.

Başkan, "Geçen sefer öyle bir günlük back to back kredi ile bu işin olmayacağını söyledik ve gösterdik. O duruşumuzda değişiklik yok" mesajı verdi.

Ancak bireysel yatırımcılar açısından öne sürülen "Daha ilk sermaye artırımının kredisini ödüyoruz" yaklaşımının SPK nezdinde çok fazla yankı bulmadığını söylemeliyim.

Bu durumda olan çok yatırımcı var, biliyorum. Ancak SPK görüşü, kaynağı sınırlı olan yatırımcının bu anlamdaki itirazını çok haklı bulmuyor. "Sermaye piyasası yatırım aracı olarak görülmeli ve tasarruf edilen parayla yatırım yapılmalı" mantığının çalıştığını söylemek sanırım yanlış olmaz.

Ertaş, kararın ise çok uzun sürmeyecek bir süreç içinde verilebileceğini ifade etti.

En önemli konu, elbette bu oranda bir sermaye artırımı ve rüçhan hakkı kullanımının mevzuatta yer aldığı şekliyle "önemli işler" niteliğinde sayılıp sayılmayacağı. Çünkü böyle sayılırsa diğer ortaklara ortaklıktan ayrılma hakkı tanınmış olacak.

Aksi taktirde sermaye artırımına katılan katılacak, katılamayan yatırımcılar ise ellerindeki hisseleri ciddi şekilde kaybetmiş olacak.



Yazıyı okuyunca Acaba dedim bu yazar gerçekten ne olup bittiğini biliyor mu? Çünkü yazılanların büyük bölümünün gerçekle alakası da yok. Tek tek degerlendirelim söylenenleri:

NE DEMİŞ YAZAR :  itiraz noktalarının en büyük kısmı şirketin 2030 yılına kadar olan muhtemel gelirlerinin indirgenerek gelir hesaplarına dahil edilmesi

DOĞRUSU : Hayır itiraz noktası bu degildi. Galatasarayın 17 yıllık biletlerinin şirket - kulüp arasında fiktif bir satış işlemi ile devredilmesi. Bu satıştan kaynaklanan alacakların da sermaye artırımında nakit konulacak para için mahsupta kullanılmasıydı. SPK bunu açık ve net olarak belirtmişti

NE DEMİŞ YAZAR : SPK Başkanı Ertaş, şirketi bu konuda uyardıklarını, şirketin ise düzelttiğini söyleyerek kendilerine geçen hafta yeni bir başvuru yaptığını söyledi.

DOĞRUSU . Neyi düzeltmiş Galatasaray? Bu varlık satışından kaynaklanan alacaklarını şirket muhasebe kayıtlarına NAKİT ALACAK olarak kaydetmiş. Sonra da bunları sermaye artırımında kullanacakmış. Bu mu düzeltmek ? Eğer Vahdettin Bey bu açıklamayı yapmışsa cidden durum VAHİM. Bu kadar göstere göstere KANUNUN ARKASINDAN DOLANILIR MI? SPK bunu yutar mı?

NE DEMİŞ YAZAR : Başkan, "Geçen sefer öyle bir günlük back to back kredi ile bu işin olmayacağını söyledik ve gösterdik. O duruşumuzda değişiklik yok" mesajı verdi

DOĞRUSU : Kredinin 1 günlük 10 günlük olması söz konusu değil. Bu kadra büyük miktarda borçlu olan bir kulüp, isterse 3 ay vadeli olsun kredi alarak bu sermayeye katılamaz, çünkü paraları toplayıp krediyi kapatacaktır

NE DEMİŞ YAZAR : bireysel yatırımcılar açısından öne sürülen "Daha ilk sermaye artırımının kredisini ödüyoruz" yaklaşımının SPK nezdinde çok fazla yankı bulmadığını söylemeliyim

DOĞRUSU : Bu konu hiç bir zaman dile getirilmedi SPK'da. Küçük yatırımcının kredi alıp sermaye artırımına katıldıgı konusu bizim dilekcelerimizde de dile getirilmiş değildir. Zaten boyle bir iddia da yanlıs yerlere goturur konuyu

NE DEMİŞ YAZAR : Ertaş, kararın ise çok uzun sürmeyecek bir süreç içinde verilebileceğini ifade etti.

DOĞRUSU : Evet biz de 1 hafta 10 gün içinde kararın çıkacağına inanıyoruz

NE DEMİŞ YAZAR : bu oranda bir sermaye artırımı ve rüçhan hakkı kullanımının mevzuatta yer aldığı şekliyle "önemli işler" niteliğinde sayılıp sayılmayacağı. Çünkü böyle sayılırsa diğer ortaklara ortaklıktan ayrılma hakkı tanınmış olacak.

DOĞRUSU : İşte bu nokta DANANIN KUYRUĞUNUN KOPACAĞI nokta. Yazar sanırım aldığı cevabı begenmemiş ki bu konuda Başkanın görüşünü yazmamış. Bu boyutta bir sermaye artırımı işlemi, mevcut mali tablolar içindeki oranlar açısından MUTLAKA Genel kurul kararı gerektirecektir. Ayrıca, bilet devir - iade  işleminde sermayenin 5-6 kat büyüklüğünde olduğundan Kanunen mutlaka ÖNEMLİ NİTELİKTE İŞLEM sayılması ve ortakların görüşünün alınması ŞART. Bunun neticesinde de ÇAĞRI MÜKELLEFİYETİ gelecektir.

SONUÇ : Bu yazının SPK Başkanı ile detaylı bir görüşme sonucu yazılmadığını, ayaküstü yapılan ve soru soranın eksik bilgileri nedeniyle NET cevap alınamayan bir çalışma olduğunu düşünüyorum. Çünkü sermaye artırım hikayesinin detaylarını bilen böyle sorular sormaz.

Özellikle kamuoyunu yanıltmak hatta hisse sahiplerinde farklı düşünceler uyandırmak maksatlı bir yazı olabilir 


ALİ KOÇ'un ŞİFRELERİ




ALİ KOÇ: “ÖYLE DEĞİL… PEKİ NASIL... SÖYLEYEYİM…”

Medya kampanyası” sürüyor…

Her gün yeni “menü”ler hazırlanıyor. Haberleri takip etmek için göz attığımız her mecrada “menü”ye yeni “unsur”ların eklendiğini görüyoruz. 

Sanki “bir halkla ilişkiler kampanyası yapılıyor” gibi haberler yayılıyor. Ciddiye almayın demiyorum. Tavsiyem “Çok ciddiye alıyormuşsunuz gibi” davranmayın… Ciddiye alındıkça, üstüne gidildiği aşikar…

Olayları “Medyada yer aldığı gibi” değil “Meydana geldiği gibi” öğrenmek ve yorumlamak arzusunda olanlar için artık bir yol haritası var.

Büyük Fenerbahçeli” Ali Koç’un 1 Kasım 2013 Cuma günü düzenlediği basın toplantısında yaptığı açıklamalar ve verdiği mesajlar hem geçmiş, hem bugün hem de gelecek için fazlasıyla aydınlatıcı...

 “Zihinlerde yaratılmak istenen” tablo “gerçek”leri ne kadar yansıtıyor?

Kimler nasıl bir “TOHUM” ekiyor?

Sonra hangi yöntemlerle “TOHUM”ları yeşertmek istiyor?

Amaçları ne?

Bütün soruların yanıtı Ali Koç’un konuşmasında var. Bu konuşma geleceğe de ışık tutacak… Ali Koç, “Yargıyı baskı altına almak için yaratılan” algı konusunda da çok önemli açıklamalar yaptı.

FENERBAHÇE ' ye 3 Temmuz sürecinde yapılanlar, hala devam eden operasyon ve bundan sonra yapılacaklar konusunda bir MANİFESTO niteliğindeki konuşmayı tüm FENERBAHÇELİLER in okuması değerlendirmesi ve OYUN u anlaması gerektiği için burada değerlendireceğiz.

Fenerbahçeli duruşu nasıl olmalı” dendiğinde zihinlerde oluşan imajın “ete kemiğe bürünmüş” hali olan Ali Koç’un “Gerçeklerin nasıl kamuoyundan gizlendiği” konusundaki şu vurgusu her zaman hatırlanacak:



ÖYLE DEĞİL…. PEKİ NASIL?... SÖYLEYEYİM…”  





FENERBAHÇE’YE ÖZEL “ŞOK” MENÜ…

Medya her gün Fenerbahçe’ye “özel menü” hazırlar. Birkaç gündür Fenerbahçe’ye özel “günlük şok menü”sünde siyaset kaynaklı haberler var. En son “Yıldırım'a devletin iki numarasından bir şok daha…”  haberi vardı “menü”de…

Oysa Fenerbahçe camiası açık ve net bir mesajlar verdi…

Fenerbahçe taraftarı, seçimli Olağanüstü Genel Kurul’dan önceki 15 günlük süreçte tavrını tüm platformlarda ortaya koydu. Eğer tarafların tepkisi yönetime karşı olsaydı muhtemelen “sosyal medya sallanacak”, “isyan bayrağı açılmış” veya “yer yerinden oynamış” olacaktı.

Medya her zamanki gibi “kör” baktı.

“Fenerbahçe camiasının doğal lideri” Başkanımız Aziz Yıldırım çok net konuştu:

Bir 36 ay daha yat’ deseler girer yatarım. Ama bana bu tezgahı kuranlar sakın, ‘Aziz Yıldırım’ı içeri attık, rahatız’ demesinler. Ben mi içeride daha rahat olurum, onlar mı dışarıda o zaman görürüz! 

“Siz”den korkmuyorum demenin daha açık ifadesi olabilir mi?

Fenerbahçe’nin geleceği Ali Koç konuştu… O da çok açık ve net mesajlar verdi…

Spor hukukunun belirlenen hiçbir prosedürü işletilmeden, tam kimin neyle suçlandığı bilinmeden, hiçbir savunma alınmadan Fenerbahçe Spor Kulübü cezalandırıldı. BUNUN HESABINI ER VEYA GEÇ BİRİLERİ VERECEKTİR. ÇÜNKÜ GERÇEKLER ORTAYA ÇIKACAKTIR.

“Başkan, yönetim değişir yapılanlar unutulur sanıyorsanız çok yanılıyorsunuz“ demenin daha açık ifadesi olabilir mi?

Yetmedi.

Fenerbahçe Genel Kurulu, son söz merci olarak bu çok açık ve net mesajları onayladı. Tartışmalara son noktayı koydu.

Fenerbahçe camiası son sözünü söyledi.

Hiçbir baskı, tehdit ve yıldırma çabasına boyun eğilmeyeceğini haykırdı… 

O nedenle; 3 Kasım 2013 Pazar akşamından sonra “acaba ne olacak” diye düşünmesi gerekenler Fenerbahçeliler değil.


Neden?  




“ÖFKEYİ GÖRMEK İSTİYORSANIZ 
ALİ KOÇ’UN GÖZLERİNE BAKIN…”

Öncelikle siyasi otoritenin danışmanlarına bir tavsiyem var:

Fenerbahçe taraftarını anlamak, “makamı” doğru bilgilendirmek istiyorsanız Ali Koç’un konuşmasını deşifre ettirin. Önce okuyun, sonra dinleyin.

O konuşan genç adam, sadece, 8 milyar dolarlık servetiyle Türkiye’nin en zengin ailesinin bir ferdi değil. O konuşan genç adam bir “Fenerbahçe taraftarı”…

Bu ülke nice iktidarlar gördü… Pek çoğu da o makamların daimi olduğunu sandı… Ve pek çoğu “yanlış hesap” kurbanı oldu. Gücün şehveti bir süre gözleri karartabilir. Kör etmemeli…

Ali Koç’u önce okuyun sonra dileyin… O genç adamın sözlerine dikkat edin… O genç adam gibi milyonlarcası var…

Kendi takımının maçlarına gitmeyen, sayıları öfkeli Fenerbahçe taraftarıyla mukayese dahi edilemeyecek Trabzonsporluların gönlünü alma çabalarının nafile olduğunu anlayın. En azından tadında bırakın.

“Canlı tanık” Ali Koç’u hem okuyup, hem de dinlerseniz şunu net olarak anlayacaksınız:

3 Temmuz sürecinde yaşanan hiç ama hiçbir şey unutulmadı.

“3 Temmuz’u unutun. Kapansın artık bu konu. Geleceğe bakın” diye telkinler var ya… Onlar boş laf.

“3 Temmuz süreci”ni unutturmak nafile çaba.




DAHA 3 TEMMUZ DOSYASI AÇILMADI Kİ KAPANSIN!!!

Mevcut siyasi iktidarın yargı üzerindeki etkisi son yıllarda çok tartışıldı.

Ancak; “3 Temmuz” sürecindeki hukuk eksenli tartışmalar toplumun en alt katmanlarına kadar sirayet etti. 

Gökçer Tahincioğlu 10 Ekim 2013’te Yargıtay’ın “Balyoz Davası” kararından sonra bir analiz kaleme aldı.

Bir dönem bitiyor Türkiye’de. Ancak o dönem biterken bitmez bir “kan davası”, kutuplaşma ve haksızlığa uğrama duygusunu da sarsılmaz biçimde yarattı. Türkiye’nin önünde artık bu duyguyu sarsılmadan aşabilme sınavı var.

Spor alanlarına yansımalarını düşünmek dahi istemiyorum.

Siyasi iktidar gerçekten yeni bir kan davası daha istiyor mu?

Eğer “taraftar” Ali Koç’un konuşmalarını dikkatle dinlerseniz şunu net olarak göreceksiniz:

Yaşanan ve yaşatılan acılara karşı metanetli davranılmasının en önemli nedeni alın teri, kan, gözyaşı dökerek kazanılan 2010-2011 Şampiyonluk Kupası’nın Fenerbahçe Müzesi’nde olmasıdır.

Büyük ihanetlere tanık olan Ali Koç gibi milyonlarca Fenerbahçe taraftarı da sabırla adaletin tecelli etmesini bekliyor.

Özel yetkili mahkemenin kanıtları değerlendirmemesi, savunma hakkını kısıtlaması, bilirkişi müessesini işletmemesi soru işaretlerini beraberinde getirdi. Mahkeme yargıcının da dediği gibi Yargıtay’ın varsa hataları düzeltmesi bekleniyor. 

3 Temmuz Operasyonu’nun daha ilk gününden itibaren yaşanan bariz ihlalleri hatırlamayan Fenerbahçe taraftarı çok zor bulursunuz.

O nedenle eminim ki; milyonlarca Fenerbahçeli; “taraftar” Ali Koç’un şu ifadelerinin altına imza atar:

Spor hukuk süreçleri doğru düzgün uygulanmadan, savunma hakkı verilmeden Fenerbahçe’nin hak etmediği bir muameleye maruz kalması… Sonra baktık ki bu böyle masumane bir olay değil. Demin bahsettim. Nasıl? Gizlilik ihlali… Gizlilik ihlalini kim yapar? Nasıl buna müsaade edildi? Nasıl basın yasağı getirilmedi? Bu iki konuda tatmin olmadan; cevabını almadan masum gözle bakamam.

Sözün özü: 3 Temmuz süreci küllenecek diye beklemeyin. Küllenmez. Kapanmaz. Ta ki medya baskısından uzak demokratik hukuk devletine yakışan “adil yargılama” yapılana kadar.

Görüldüğü üzere iltimas istemiyoruz.

Mihnet de etmiyoruz.

Yalanlarla karartılan “kamu vicdanını” da rahatlatacak, “kan davası”na dönüşmeden sorunu çözecek bir yol öneriyoruz.

Dosyayı görüşmeye başlayacak olan yüksek yargıçları medyanın şerrinden ve etkileme çabalarından korumakla mükellef siyaset otoritenin, yanlış anlaşılacak her türlü eylem ve söylemden kaçınmasını beklemek en doğal hakkımızdır.

Farkında değilsiniz ama… Gerçekten bu kontrol edebileceğiniz bir öfke değil…

İnanmıyorsanız Ali Koç’un gözlerine bakın. Kaldı ki kendisi son derece beyefendice izah ediyor.

Siyasi otoritenin danışmanlarına söyleyeceğim bundan ibarettir.

Hala durumun vehametini kavrayamadıysanız Ali Koç’un açıklamalarını okuyun lütfen…

Ali Koç’un 3 Temmuz sürecini adeta yaşattığı, her kelimesi düşünülmüş; muazzam anlatım örgüsüne sahip konuşmasının değeri gelecek yıllarda çok daha iyi anlaşılacaktır.




BASKI CÜMLESİNİ ASLINDA KİM SÖYLEDİ?

Bazı konular var ki; 1 Kasım Cuma gününün yoğun gündeminde dikkatlerden kaçtı. O detaylar aslında 3 Temmuz sürecinin kurgusunu apaçık ortaya koyan kanıtlardı. Kanıt olarak adlandırıyorum. Çünkü Ali Koç o sürecin “canlı tanığı”dır, anlattıkları da kanıttır.

Ali Koç dedi ki:

“Doğal olarak bu aşamada Sayın Aydınlar’ın üzerinde müthiş bir baskı kuruldu. 

ŞU SÖYLEYECEĞİM İBAREYİ BANA GS BAŞKANI ÜNAL AYSAL DA AĞUSTOS BAŞINDA YAPTIĞIMIZ ÖZEL GÖRÜŞMEDE BANA İFADE ETMİŞTİR. AYNEN BU ŞEKİLDE… 

BENZER İFADEYİ DE SAYIN MEHMET ALİ AYDINLAR FOUR SEASON OTELDE YAPTIĞI AÇIKLAMADA PLATİNİ’NİN KENDİSİNE İFADE ETTİĞİNİ SÖYLEMİŞTİR… 

 Sayın Aydınlar’ın üzerinde kurulan müthiş baskı neydi biliyor musunuz? “SİZ ÜZERİNİZDEN FENERBAHÇE FORMASINI ÇIKARAMADIĞINIZ İÇİN ALACAĞINIZ KARARLARLA TÜM ÜLKEYİ RİSKE SOKUYORSUNUZ” bskısı yapıldı kendisine. 

Zaten kendisi de yaptığı basın toplantısında Platini’nin bu yönde baskısı olduğunu söylüyor ve sık sık da alacağı kararlardan ötürü de “BÜTÜN ÜLKEYİ RİSKE ATAMAZDIM” ifadesini sık sık kullanıyor.

İlk dinleyişte normal gelen bu açıklama; üzerinde dikkatle durulması gereken bir husus.

Süreçte yaşananlar düşünüldüğünde sorular da kendiliğinden zihinleri kurcalıyor.

1- Aydınlar’a “SİZ ÜZERİNİZDEN FENERBAHÇE FORMASINI ÇIKARAMADIĞINIZ İÇİN ALACAĞINIZ KARARLARLA TÜM ÜLKEYİ RİSKE SOKUYORSUNUZ” sözünü aslında kim söyledi?

2- Aydınlar’ın basın toplantısında anlattığı gibi Platini mi söyledi? Yoksa Ünal Aysal mı?

3- Aydınlar, hafızasının kurbanı mı oldu? Aysal’ın söylediği sözleri Platini söylemiş gibi mi hatırladı?

4- Aydınlar, “GS’lıların etkisinde kaldı” ithamına maruz kalmamak için Ünal Aysal’ın baskı amaçlı bu sözünü Platini söylemiş gibi mi yansıttı? 

5- Aydınlar açıklamasında hiçbir hata yok. Aysal ve Platini görüştü. (Veya TFF Genel Sekreteri ile UEFA Genel Sekreteri. Veya her birlikte) Bu cümle kullanıldı. Her bu baskı amaçlı cümleyi Platini hem Aydınlar’a hem Aysal’a söyledi…

6- Platini’nin bu konuşmadan haberi yok. Bu telkin Ünal Aysal tarafından yapıldı. Belki de Aydınlar da her şeyin farkında ve baskıya gönüllü boyun eğdi.

7- Medyada da yer alan bu cümlenin yaratıcısı her kimse “anahtar cümle” gibi TFF Başkanı’nın, GS Başkanı’nın; TV yorumcularının hepsinin zihnine yerleştirmeyi başarmış…



HER İKİ TARAFA DA YANLIŞ BİLGİ VEREN KİM?

Medya bir dönem “Fenerbahçe ile UEFA pazarlık yaptı” konusunu diline dolamıştı. 

Televizyonlarda anlatılanlar; 18 Eylül 2013 tarihinde M Ali Aydınlar’ın basın toplantısında kullandığı cümlelerle aynıydı.

Ali Koç, o günlere dair çok ilginç bir detay anlattı. Ki bu detay başka birçok parametreye bakmaksızın yaşananlarla ilgili çok net fikir veriyor.

Ali Koç, Mehmet Ali Aydınlar’ın “UEFA ile kim pazarlık yaptıysa açıklasın” suçlamasını yanıtlarken şu anekdotu paylaşıyor:

“(M Ali Aydınlar’ın basın açıklamasını okuyor) BENİM BİLGİM VE DAHLİM YOKTUR… DİYOR… Görüşmeyi Fenerbahçe istemiştir ben sadece randevuyu aldım DİYOR… Ve bu pazarlığı 3 Fenerbahçeli yönetici ve UEFA avukatı yaptı DİYOR… vicdanlı ve dürüstlerse DİYOR…kendilerini açıklasınlar DİYOR… 

Bu görüşme tamamen TFF’nun ayarlamasıyla gerçekleşen bir görüşmedir. 

UEFA’NIN BU KONUYU FENERBAHÇE İLE GÖRÜŞMEK İSTEDİĞİ BELİRTEREK ORGANİZE ETMİŞTİR. ÇOK TESADÜFEN İLERLEYEN BİR DÖNEMDE UEFA ADINA O TOPLANTIYA KATILAN AVUKATLA BAŞKA BİR VESİLEYLE GÖRÜŞMEMİZDE BİZ NE DEMİŞTİR BİLİYOR MUSUNUZ? BİZ “SİZ TALEP ETTİNİZ DİYE BİLİYORUZ” DEDİK.  O DA “BİZ SİZ TALEP ETTİNİZ DİYE BİLİYORUZ” DEDİ. 

Yani Fenerbahçe’ye “UEFA müzakere etmek istiyor” denmiş. UEFA yetkililerine de 

“Fenerbahçe sizinle müzakerede bulunmak istiyor” denmiş.

Bilmiyorum bunun manasını anlamak zor mu?

En hafif ifadeyle bu bir tuzaktır. Ve bu görüşme her nasılsa medyaya sızdırılmış; Fenerbahçe’nin pazarlık yaptığı yorumlarıyla “suç ikrarı algısı” yaratılmak istenmiştir

Mehmet Ali Aydınlar lisan sorunu nedeniyle bu görüşmeleri yapmamış olabilir. Sadece iyi niyetinden faydalanılmış olabilir. O halde tuzak kuranların kimler olduğu açıktır. Ve Ali Koç bu isimleri defalarca dile getirmiştir.

3 Temmuz sürecini adeta yeniden yaşamamızı ve detayları kavramamızı sağlayan konuşmanın deşifresi aşağıdaki gibidir. Fazlaca yoruma da ihtiyaç bırakmamaktadır.



Aşağıdaki metinden takip ederken, buradan da  izleyebilirsiniz

http://www.youtube.com/watch?v=qJ7PXM1nq-M



Özet Başlıklarla KONUŞMA METNİ 



“Büyük resmi görerek değerlendirmenizi, herhangi bir husumet olmadığını bilerek değerlendirmenizi rica ediyorum…”

“ŞU ANKİ HALİYLE DEĞİL ER YA DA GEÇ GERÇEKLER HER ZAMAN ORTAYA ÇIKMAKTADIR”

“En azından Fenerbahçe camiası mensuplarının bu gerçekleri SADECE MEDYADA ÇIKTIĞI GİBİ DEĞİL MEYDANA GELDİĞİ ŞEKİLDE ÖĞRENMELERİ HAKLARIDIR.”

“İLK GÜNDEN İTİBAREN OPERASYON ÇERÇEVESİNDE GİZLİLİK OLMASINA RAĞMEN SANKİ BİR HALKLA İLİŞKİLER KAMPANYASI YAPILIYORMUŞ GİBİ OPERASYONLA İLGİLİ DETAYLARI EMNİYETİMİZDE İFADELERİ ALINAN KİŞİLERİN VERDİĞİ İFADELERİ AN BE AN TAKİP EDER DURUMA GELDİK.

“DOLAYI GİZLİLİK İHLALİNE BİRŞEY YAPILMAMASI VE BASIN YASAĞI GETİRİLMEMESİ BENİM İÇİN BU OPERASYONA ÇOK FARKLI GÖZLE BAKMAMA NEDEN OLMUŞTUR.”

FENERBAHÇEMİZ VE DAVAYLA İLGİLİ KİŞİLER KAMUOYU VİCDANINDA SUÇLU HALE GETİRİLMEYE ÇALIŞILMIŞTIR.


“YAPILAN MEDYA KAMPANYASI NETİCESİNDE 10 BİNLERCE YAZIŞMANIN UEFA’YA YOLLANMASI, YAŞANANLARDAN FIRSAT YARATMAYA ÇALIŞAN BAZI RAKİPLERİMİZİN TUTUMU, FENERBAHÇE KARŞITI MEDYA, KİŞİ VE KURUMLARIN  YIKICI BİR ŞEKİLDE KONUYU ELE ALMALARI AYNEN PLANLANDIĞI GİBİ HEM TFF’Yİ HEM UEFA’YI BASKI ALTINA ALMIŞTIR..”


FB taraftarı olgusu… Büyüklük, farklılık, tarif edilemez o unsuru bir kez daha yaşadım ve bu camianın bir mensubu olmaktan gurur duydum (02.11) 

Bu camia çok büyük sıkıntıları omuz omuza vererek taraftarı sayesinde bir şekilde ayakta durarak ekonomisini büyüterek faaliyetlerine devam etti. (02.31)
(03.03) Ortaya atılan bir iddianın gerçek olup olmadığı tartışılmadan araştırılmadan sorgulanmadan gerçekmiş gibi günlerce bu konuda yazı yazmalar medyada tartışmalar… Hem 3 Temmuz süreci için hem de bu iddialar için bugüne kadar bir açıklamada bulunmadım… (03.25)
3 konuya değineceğim…
1907’nin tavrı…
3 Temmuz Sürecinde neler yaşandı…
Adaylık kararı…
Benim Sn M A Aydınlar ile ilgili kişisel sıkıntım, husumetim olmamıştır… Buna mukabil Fenerbahçe için de kendisine göre en iyileri yapmaya çalıştığından da şüphem yoktur… (11.26)
(11.56) Burada ilk defa bu düzeyde, bu yoğunlukta ismini telaffuz edeceğim, etmek zorunda kalacağım için 
(12.03) Bunları büyük resmi görerek değerlendirmenizi, herhangi bir husumet olmadığını bilerek değerlendirmenizi rica ediyorum. Bunlar son derece önemli konulardır. Türk spor tarihine de geçecek unsurlardır.
ŞU ANKİ HALİYLE DEĞİL ER YA DA GEÇ GERÇEKLER HER ZAMAN ORTAYA ÇIKMAKTADIR. (12.26)
(13.15) Bize göre spor hukukunun temel prensiplerine itibar edilerek… (tekrar söylüyorum) spor hukukunun temel prensiplerine itibar edilerek bir süreç yönetilmiş olsaydı işler bu kadar içinden çıkılmaz ve büyük hasarlara yol açan noktaya gelmeyeceğini vurgulamak istiyorum. Hatta bunun yükümlülüğü altında olduğunu vurgulamak istiyorum. (13.42)
Alınan kararlardaki yanlışlık, başarısızlık, hayal kırıklığı (Süreç için) doğru sandığınız olaylar…
“Bazı gerçeklerin olduğundan farklı aksettirilmesi bizlerin sessiz kalamayacağı noktaya varmıştır” (14.29)
(14.34) En azından Fenerbahçe camiası mensuplarının bu gerçekleri SADECE MEDYADA ÇIKTIĞI GİBİ DEĞİL MEYDANA GELDİĞİ ŞEKİLDE ÖĞRENMELERİ HAKLARIDIR. (14.47)
Tek tek cevap… detaylara girmeden…
(15.25) Bize göre yaşanan hukuk ihlallerinden bahsetmeyeceğim, Fenerbahçe’ye ve ilgili kişilere yapılan haksız muameleleri derinlemesine tartışmayacağım (15.37)
(15.47) 3 TEMMUZ PAZAR SABAHI SPOR TARİHİNDE SADECE ÜLKEMİZDE DEĞİL DÜNYA SPOR TARİHİNDE EŞİ BENZERİ GÖRÜLMEMİŞ BİR OPERASYONLA GÜNE BAŞLADIK. 
 (15.57) İLK GÜNDEN İTİBAREN OPERASYON ÇERÇEVESİNDE GİZLİLİK OLMASINA RAĞMEN SANKİ BİR HALKLA İLİŞKİLER KAMPANYASI YAPILIYORMUŞ GİBİ OPERASYONLA İLGİLİ DETAYLARI EMNİYETİMİZDE İFADELERİ ALINAN KİŞİLERİN VERDİĞİ İFADELERİ AN BE AN TAKİP EDER DURUMA GELDİK. (16.18)
TEKRAR SÖYLÜYORUM…. GİZLİLİK OLMASINA RAĞMEN…
(16.22) Hem gizlilik ihlallerine kimse bir şey demedi... Sizlere de burada aynı şeyi soruyorum…  
sizler de bu konuda fazla bir hamle yapmadınız (16.35) 

Gizlilik ihlaline müsaade edildi. Basın yasağı dahi çok uzun bir süre getirilmedi. (16.45)

Halbuki lütfen rica ediyorum… Boş bir zamanınızda gidin son 2 yılda basın yasağı getirilen davaları inceleyin… Ne kadar ivedilikle basın yasağı getirildiğini inceletin. Sizin FB için değil Türk futbolu için yükümlülüğünüzdür sorumluluğunuzdur (17.21)
  
(17.26) ŞAHSEN SIRF BU İKİ NDENDEN DOLAYI GİZLİLİK İHLALİNE BİRŞEY YAPILMAMASI VE BASIN YASAĞI GETİRİLMEMESİ BENİM İÇİN BU OPERASYONA ÇOK FARKLI GÖZLE BAKMAMA NEDEN OLMUŞTUR. (17.41)
(17.46) Bahsettiğim basit konular uygulansaydı ÜLKEMİZDE TARAFTARLAR ARASINDA YILLARCA TAMİR EDİLEMEYECEK ONARILAMAYACAK NEFRET TOHUMLARI EKİLMEZDİ (18.03) Aynı önemde Türkiye’nin ve Türk futbolunun imajı bu kadar azami şekilde zarar görmezdi. (18.16)
Kulüplerimiz uefa nezdinde haklarını çok daha sert ararlardı

(18.34) Hep masuniyet karinesinden bahsediliyor… Ben şahsen o gün başkan olsaydım adli birimlere giderdim savcımıza giderdim gizlilik ihlalinin önlenmesinin neden önem teşkil ettiğini, Türkiye için ne kadar önemli olduğunu ilgili kişi ve kurumları geçiyorum Türkiye için ne kadar önemli olduğunu anlatıp GİZLİLİK İHLALİNİN ÖNÜNE GEÇİLMESİ İÇİN ÇABA SARF EDERDİM.
Sözler anlaşıldı mı?
ARKASINDAN YİNE ADLİ BİRİMLERLE, GEREKİYORSA DEVLETİMİZİN EN TEPESİNE GİDEREK şu demin sıraladığım nedenlerden dolayı lütfen ve lütfen lütfen basın yasağı getirin, bu normalin dıiında bir talep değildir zira bakın basın yasağı gelen davalara derdim… BUNUN İÇİN MÜCADELE EDERDİM. (19.31) Başarılı olurdum olamazdım başka… Sizler bu yönde konuya yaklaşsaydınız TFF kulüplerimizin ve Türk futbolunun haklarını korumak adına bu konularda girişimlerde bulunsaydı SİZCE BUGÜN BU KONUMDA OLUR MUYDUK?  (19.44)

Çok kısa sürede kimin daha neyle suçlandığını bilmezken hiçbir savunma hakkı kullandırılmadan SADECE BASINDA ÇIKAN HABERLER VE YAPILAN TARTIŞMALAR DOĞRULTUSUNDA FENERBAHÇEMİZ VE DAVAYLA İLGİLİ KİŞİLER KAMUOYU VİCDANINDA SUÇLU HALE GETİRİLMEYE ÇALIŞILMIŞTIR. (20.08)
(20.11) YAPILAN MEDYA KAMPANYASI NETİCESİNDE ON BİNLERCE YAZIŞMANIN UEFA’YA YOLLANMASI, YAŞANANLARDAN FIRSAT YARATMAYA ÇALIŞAN BAZI RAKİPLERİMİZİN TUTUMU, FENERBAHÇE KARŞITI MEDYA, KİŞİ VE KURUMLARIN  YIKICI BİR ŞEKİLDE KONUYU ELE ALMALARI AYNEN PLANLANDIĞI GİBİ HEM TFF’Yİ HEM UEFA’YI BASKI ALTINA ALMIŞTIR. (20.33)

(20.40) Gizlilik ihlali (uygulansaydı) ve basın yasağı getirilseydi UEFA da TFF de OLAĞANDIŞI FAALİYETLERDE bulunmayacaktı. (20.47)
Lütfen bu akşam sorun…
(20.54) Sizin; savunma haklarının maksimum kullanılabilmesi için, kulüplerimizin haklarını maksimum koruyabilmesi için bir girişiminiz oldu mu? Basın yasağı, gizlilik ihlali… Bir sorun lütfen (21.09)

Kamuoyu baskısı altında kalan TFF durumu idare etmek adına 1. Etik kurulu adı altında bir şey ortaya atmıştır…
(21.31) Hiçbir savunma alınmadan yani savunma hakları kullandırtılmadan sadece 21 Temmuz itibarıyla EMNİYETİMİZDEN gelen bilgilere dayanılarak verilen kanaatin bizler için hiçbir kıymet-i harbiyesi olmaması gerekirken ilerleyen süreçte ne yazık ki bu rapor UEFA’nın temel dayanağı haline gelmiştir. (22.01)

(22.06) Tekrar soruyorum. Mehmet Ali Bey bu kadar masuniyet karinesine inanıyorduysa savunma hakları kullanılmadan nasıl böyle bir raporun hazırlanmasına müsaade etmiştir? 
(22.18) Bakın 21 Temmuz… 3 Temmuz operasyonu… 18 gün sonra… 18 gün sonra… Ortada fol yok yumurta yok. Hiçbir şeyden haberimiz yok. Kim, neyle suçlanıyor? Bir taraftan çete mete deniyor. Öbür taraftar şike deniyor. (22.33) Daha 21 Temmuz…
(22.37) Biliyor musunuz ki… Ve EMNİYETİMİZDEN hangi bilgilerin geldiğini de bilmiyoruz. Bu Etik Kurulu Raporu’nun oluşturulmasında… Bildiğimiz bir şey var. Bu rapor (hazırlandıktan sonra) 31 kişi daha 31 kişi daha gözaltına alındı. Bazıları birkaç gün (gözaltında kaldı) bazılarının hemen ifadeleri alındı. Binlerce sayfa daha yeni bilgilere ulaşıldı (oluştu) AMA BUNA RAĞMEN FENERBAHÇE SPOR KULÜBÜNÜN 100 YILLIK ŞANLI KULÜBÜN KADERİ NE ŞİŞ YANSIN NE KEBAP YANSIN (MİSLİ) DURUMU İDARE ETMEK İÇİN ORTAYA ATILAN 1. ETİK KURULU RAPORUNDAN DOLAYI BUGÜN BU KONUMA GELMİŞTİR. (23.24)
(23.29) Bu aralar çok moda oldu. Birbirimizi televizyona davet edip konuşalım demek ama gerçekten istenilen her ortamda bunları Türk spor tarihinin iyiliği için tartışılmasında yarar olduğunu düşünüyorum. Buna da her zaman hazır olduğumun bilinmesini istiyorum (23.52)
(23.56) Hatırlayacaksınız. Kozmik oda… Gözle giriliyor… Şöyle oluyor böyle oluyor. Bir şeyler anlatıldı bize… (24.02) Etik Kurulu raporu o odada hazırlandı. Niye bu odada hazırlandı? Hazırlandı. Çünkü gizlilik vardı? Gizli kalması isteniyordu. ((24.25) Peki nasıl oldu da bu medyaya sızdı? Bu odada bir medya mensubu var. Kendisi biliyor. Hangi medya mensubuyla paylaşıldığını. (24.36) İnşallah o da çıkar bir gün anlatır. Etik Kurulu Raporu’nun nasıl basına sızdırıldığını… (24.48)  
Doğal olarak bu aşamada Sn Aydınlar’ın üzerinde müthiş bir baskı kuruldu. (25.00)

(25.03) ŞU SÖYLEYECEĞİM İBAREYİ BANA GS BAŞKANI ÜNAL AYSAL DA AĞUSTOS BAŞINDA YAPTIĞIMIZ ÖZEL GÖRÜŞMEDE BANA İFADE ETMİŞTİR. AYNEN BU ŞEKİLDE…
(25.13) BENZER İFADEYİ DE SN MEHMET ALİ AYDINLAR FOUR SEASON OTELDE YAPTIĞI AÇIKLAMADA PLATİNİ’NİN KENDİSİNE İFADE ETTİĞİNİ SÖYLEMİŞTİR… 
(25.22) Sayın Aydınlar’ın üzerinde kurulan müthiş baskı neydi biliyor musunuz? SİZ ÜZERİNİZDEN FENERBAHÇE FORMASINI ÇIKARAMADIĞINIZ İÇİN ALACAĞINIZ KARARLARLA TÜM ÜLKEYİ RİSKE SOKUYORSUNUZ. (25.45) BASKISI YAPILDI KENDİSİNE. (25.47) 
Zaten kendisi de yaptığı basın toplantısında Platini’nin bu yönde baskısı olduğunu söylüyor ve sık sık da alacağı kararlardan ötürü de “BÜTÜN ÜLKEYİ RİSKE ATAMAZDIM” ifadesini sık sık kullanıyor. (26.05)
Küçük bir araştırma yapılsaydı… Bir takımın şike fiilinden dolayı milli takımın cezalandırıldığının örneği yok

(26.30) NE OLDUYSA UEFA TOPA GİRDİ. TOPA GİRDİ DEMEYEYİM. TOPA SOKULDU. (26.42) Ve bence bu da UEFA’nın kesinlikle ve kesinlikle olağanüstü davranmasının kendi resmi süreçlerini kaale almadan olağandışı hareketler yapmasında TFF içindeki bası üyelerin dahli olduğundan hiç ama hiç kuşkumuz yoktur. (27.07)

SİZ… (30.37) GİDECEKSİNİZ ANLATACAKSINIZ. FENERBAHÇE ŞİKE YAPIYOR AMA BEN KARAR ALAMIYORUM GEL SEN BANA BASKI YAP DA KARAR ALDIR DERSEN TABİ UEFA O ZAMAN TOPA GİRER. BURADA UEFA’YA KIZMAYALIM.

BUNUN HESABINI ER VEYA GEÇ BİRİLERİ VERECEKTİR. ÇÜNKÜ GERÇEKLER ORTAYA ÇIKACAKTIR.


Bundaki temel neden ise dönemin başkanı Sayın Aydınlar ve yakın ekibinin daha sürecin ilk gününden itibaren FENERBAHÇE’NİN SUÇLULUĞUNA PEŞİNEN İNANMALARINDAN KAYNAKLANMAKTADIR. YANİ OBJEKTİVİTEYİ KAYBETTİLER

Ülkemizi küçük düşürücü bir gelişme yaşandı:  UEFA savcısının ülkemizi ziyaret ederek bilgi toplaması
ASLINDA BURADA HİÇE SAYILAN TÜRKİYE FUTBOL FEDERASYONU (27.42) ANCAK ONLAR BUNU BİR MARİFET GİBİ SUNDULAR. (27.46)
SAYIN CORNU’YA METHİYELER DÜZDÜLER (27.51) 
KAMUOYUNA GELMESİNİN ÖNEMİNİ ANLATTILAR (27.57) HALBU Kİ 

"YA UEFA SEN NE YAPIYORSUN? BENİM SAVCIM BENİM POLİSİM BENİM EMNİYET BİRİMİM BU İŞİN ÜSTÜNE TÜM ŞİDDETİYLE GİDİYOR. (28.10) BURADA KURALLAR VAR. GİZLİLİK VAR. BEN BU DAVAYA BAKACAĞIM. SENİN MUHATABIN BENİM. SEN KİMSİN DE BURAYA GELİYORSUN YA? SANA KİM BU HAKKI VERİYOR KARDEŞİM ?"

DENMEZ MİYDİ (28.21)
HERHALDE SN CORNU YEŞİLKÖY HAVAALANINA İNİP TFF OFİSİNİ ARAYIP BEN GELDİM DEMEDİ. HERHALDE SAVCI BEYLE RANDEVUSUNU DA WhatsApp’INDAN SAVCI BEYLE TEMASA GEÇİP ORGANİZE ETMEDİ DEĞİL Mİ? (28.40)

İNSANIN GÜCÜNE GİDİYOR ARKADAŞLAR. (28.45) 
DİK DURUP TÜRK FUTBOLUNU TEMSİL EDEN İNSANLARIN DİK DURUP UEFA’YA KARDEŞİM SEN NE YAPIYORSUN DİYECEĞİNE BU KİŞİNİN GELMESİNİ MARİFET GİBİ SUNDULAR. 
SONRA NE OLDU? AYNI KİŞİLER KASIM AYINDA CAS DAVASI İLE İLGİLİ GELEN RAPORDA SN CORNU’NUN İFADELERİNİ GÖRÜNCE BİRKAÇ AY ÖNCE MAKBUL GÖRDÜKLERİ BU KİŞİYİ YALANCI KONUMUNA SOKTULAR. (29.12)
 HANGİSİ DOĞRU? Haklı mı yalancı mı? (29.16) (İŞİNE GELDİ Mİ ÖYLE İŞİNE GELDİ Mİ BÖYLE DİYOR YA SAYIN M ALİ AYDINLAR BİR SÜRÜ KONUDA…
(29.27) Niye yalan söylesin Sayın Cornu? Niye yalan söyleme ihtiyacı olsun? İnşallah bu da bir gün ortaya çıkacaktır. (29.34)
Müfettiş Cornu’nun ziyareti, İFADELERİ konusunda da büyük skandallar var. Soru cevap kısmında sorarsanız…  
Uefa niye topa girdi? Olağandışı davrandı. Niye davranmasın? 
MUHATAP OLDUĞU KİŞİLER FENERBAHÇE’NİN ŞİKE YAPTIĞINI YAPMAMASININ %1 BİLE OLASILIĞININ OLMADIĞINI SÖYLÜYORLAR. (29.59) 
Ne diyor Sayın Cornu ifadesinde…  “Sordum” diyor (30.04) (30.08) “Fenerbahçe’nin yüzde 1 bile şike yapmama olasılığı yok mu” dedim,” yok” dediler bana” diyor (30.14) Fenerbahçe’ye karşı karar almanın kendilerinin güvenliğini tehlikeye sokacağını ifade ettiler diyor. (30.23) Yalancı Cornu pardon Sayın Cornu…  
SİZ… (30.37) GİDECEKSİNİZ ANLATACAKSINIZ. FENERBAHÇE ŞİKE YAPIYOR AMA BEN KARAR ALAMIYORUM GEL SEN BANA BASKI YAP DA KARAR ALDIR DERSEN TABİ UEFA O ZAMAN TOPA GİRER. BURADA UEFA’YA KIZMAYALIM. (30.46)

Müfettiş Cornu’nun ziyaretinde bir yol haritası kurgulandı. Onun ayrılmasından birkaç gün sonra da meşhur İnfrantino mektubu TFF’na, oradan da bizlere ulaştı (31.22) 
FB men TS Şampiyonlar Liginde
Biliyor musunuz ki… spor hukuku tarihinde bir ilk yaşanıyor. (31.58) tekrar ediyorum.. spor hukuku tarihinde bir ilk yaşanıyor… (32.02)  Spor hukukunun belirlenen hiçbir prosedürü işletilmeden, tam kimin neyle suçlandığı bilinmeden, hiçbir savunma alınmadan Fenerbahçe Spor Kulübü cezalandırıldı. (32.25) BUNUN HESABINI ER VEYA GEÇ BİRİLERİ VERECEKTİR. ÇÜNKÜ GERÇEKLER ORTAYA ÇIKACAKTIR. (32.31)

Süreci özet…
Yabancı avukatlarımız UEFA’nın normal süreci işlememesi nedeniyle yerel mahkemeye gitmemizi istedi…
Biz futbol hukukuna inandık. Futbol içinde kalmak istedik futbol dünyasının mahkemesine başvurduk… 
Oyuncularımızla yollarımızı ayırmak zorunda kaldık…
FB yarım puanla şampiyonluğu kaybetti… kazansak en önemli sezon olacaktı… (34.04) BİZİM KOLUMUZU KANADIMIZI DA KIRDILAR (34.O7) ALDIĞIMIZ HER PUAN DAHA ZOR PUANDI… (34.11) HER PUAN PARA DEMEKSE EKONOMİK AÇIDAN DA BİZE ZARAR VERİDLER (34.16)

(34.16) Tamamen hazırlıksız yakalanmamıza sebep oldular. Hukuk prensiplerini uygulamadıkları, baskı altında kaldıkları, bilgisiz ve tecrübesiz oldukları, bir kısmını da kötü niyetli oldukları için… (34.29) 

O dönemin Federasyon başkanı ve yönetimi sürece iyi niyetli yaklaşmış olabilirler…  (34.47) bu karmaşık süreçten Türk Futbolunun en az hasarla çıkması için çabalamış da olabilirler (34.53) ANCAK MUHTELİF NEDENLERDEN DOLAYI UEFA’ya karşı dik duramayarak, UEFA’nın olağandışı tavır ve taleplerine boyun eğerek ilgili takımların ve neticesinde de Türk futbolunun çıkarlarını koruyamamıştır. (35.12) Bundaki temel neden ise dönemin başkanı Sayın Aydınlar ve yakın ekibinin daha sürecin ilk gününden itibaren FENERBAHÇE’NİN SUÇLULUĞUNA PEŞİNEN İNANMALARINDAN KAYNAKLANMAKTADIR. YANİ OBJEKTİVİTEYİ KAYBETTİLER. (35.32)   
(35.36) Zaten Fenerbahçe yönetimi olarak Sayın Aydınlar’la ters düştüğümüz nokta budur. 2010-2011 sezonunu yaşayan, ne şartlarda şampiyonluğu kazandığımızı bilen bizler suçsuzluğumuza tamamen inanarak kulübümüzün haklarını savunmaya çalışırken TFF Başkanı  daha sürecin ikinci üçüncü gününde (36.03) (36.07) sayın savcı beye yaptığı ilk ziyaretten itibaren iddiaların tümüne itibar ederek DURUMUN VAHİM OLDUĞNU AÇIKLAMIŞ (36.15) VE SPOR HUKUKUNUN BELİRLENMİŞ SÜREÇLERİNİ UYGULAMAKİ SAVUNMA HAKLARININ KULLANILMASINI AZAMİ ŞEKİLDE SAĞLAMAK YERİNE ZARARIN NERESİNDEN DÖNERSEK KARDIR DİYEREK SÜRECİ YÖNETMEYE ÇALIŞMIŞTIR. (36.31)
Vahim. Bu laf çok kullanıldı. Niye vahim demişti. 8 takımdan bahsediyordu. Ne oldu o takımlar? (36.43) Niye bu iş Fenerbahçe ve Beşiktaş üzerinden döndü. Çoğunlukla Fenerbahçe. Ne oldu o diğer takımlar. (36.51) (36.54) Bunu da sorun akşam lütfen…

(37.21) Sayın Aydınların başkanlığındaki TFF’nun olayın ilk gününden başlayarak izlediği yol haritası aslında bugün doğal sonuç olarak nitelenen ilgili bütün kurullarda Fenerbahçe’nin aleyhinde karar çıkmasına sebep olmuştur. (37.42) Hakim bey insan değil mi? Uefa’dakiler insan değil mi? Siz gizlilik ihlal etmesine müsaade edeceksiniz, kamuoyuna bunu pompalayacaksınız, kamu vicdanını çok kısa dönemde belli bir noktaya getireceksiniz ondan sonra her açıdan yargıda da futbol (yargılamasında) da adil bir yargılama için dua(?) edeceksiniz bekleyeceksiniz(38.14)
Pek çok sebep var dedim… Sayın Mehmet Ali Aydınlar’ın spor hukuku süreçleri konusunda çok bilgisiz ve yetersiz ve tecrübesiz olması da önemli unsurlardan bir tanesidir. (38.32)
Demin anlattım. UEFA’ya müfettişin yollama diyebilirdi. “Sanki Türkiye muz cumhuriyeti” adam elini kolunu sallayarak geliyor. ALLAH’TAN SAVCIMIZ DİK DURABİLDİ DE BİLGİ VERMEDİ (38.49)
Lütfen sorun bu akşam… Uefa’nın müfettiş seyahati düzenlenirken “Ne alakası var… Senin muhatabın benim” demesi daha doğru olmaz mıydı? (39.06)
KARARSIZDI. ÇOK CİDDİ GELGİTLER YAŞADI. (39.14) HEPİNİZ BUNU BİLİYORSUNUZ MESELA LİGLERİN BAŞLAMA TARİHİYLE İLGİLİ… ÖNCE VAKTİNDE BAŞLAYACAK DEDİ. SONRA MİLLİ MAÇLARDAN DOLAYI ERTELENEBİLİR DEDİ. SONRA BEN OLDUĞUM SÜRECE AĞUSTOS AYINININ SICAKLIĞINDAN DOLAYI AĞUSTOS AYINDA LİGLER OLAMAYACAK DEDİ. LİGLER GEÇ BAŞLADI. TAKVİM SIKIŞINCA… “NE YAPAYIM ŞİKE SÜRECİNDEN DOLAYI LİGLER GEÇ BAŞLAMA ZORUNDA KALDI” DEDİ (39.58) Bırakın liglerin başlamasını. Kendi istifasını hatırlayın. “Ettim” dedi. “Etmedim” dedi. “Ettim” dedi. 2 gün içinde. (40.05)
Bunu kötülemek için değil hangi ruh hali içinde hangi iklim içinde yapmaya çalıştığını anlatmaya çalışıyorum size… (40.20)
Çok fazla medyayla konuştu. Ne kadar çok konuşursa o kadar çok kendiyle çelişkiye düştü. (20.29) (20.32) Paylaşma ve danışma kültüründen çok uzak bir şekilde liderlik yaptı.
(40.49) Bir örnek vereyim. Ekip ruhunun olmadığını, dayanışma, danışma, paylaşımcı kültür olmadığını… Play off oynanacağını bile TFF yönetim kurulu üyeleri basından öğrenmedi mi? Bu nasıl bir ekip ruhudur? (41.03) Onu da sorun istiyorsanız
 (41.13) Ve kararsızlığı yaşadığı gelgitler, bilgi eksikliği ve medya önünde çok fazla birbiriyle çelişen görüşler bildirmesiyle ne yazık ki; ne yazık ki diyorum; kötü niyetinden değil ne yazık ki yönetim anlayışından (ötürü) MANİPÜLASYONA AÇIK BİR KONUMA GELDİ. (41.31) Tekrar ediyorum manipülasyona açık bir konuma geldi (41.36)

(41.46) Ve kendisinin üzerinde yaratılmak istenilen Fenerbahçe formasını üzerinden çıkartamadığı için bütün ülkemize zarar vereceği psikolojisi ne yazık ki meyvesini verdi. (41.56)

“HİÇBİR ŞEKİLDE KİŞİ VE KURUMLARIN SAVUNMASI ALINMAMIŞKEN KENDİSİNDEN ŞÜPHE EDENLER GİTMESİN DEMENİN NERESİ FIRSATTIR”

Kimseye sormadılar mı acaba? Böyle bir karar veriliyor. TFF’dan kimsenin haberi olmadı mı gerçekten?   Gerçekten mi haberi olmadı.

“TEKRAR SÖYLÜYORUM… Fenerbahçe’nin CL’den çekilmesini, hiç yönetim kurulu kararı yok, bir genel sekreter mektubunu takiben 16-18 saat neyse bizden bunu istiyor. Şaka gibi…”

“Fırsatları nasıl değerlendirememişiz? KABUL ETMEYEREK DEĞERLENDİREMEMİŞİZ. BU SÖYLENEN YAKLAŞIMI KABUL ETMEMİZ DAHA KİMİN NEYLE SUÇLANDIĞI BİLİNMEZKEN SÜRCİN BAŞINDAYKEN BÖYLE BİR YAKLAŞIMI KABUL ETMEMİZ BİZLERİN YANİ FENERBAHÇEMİZİN BAŞTA (SPOR HUKUKUNU KONUŞUYORUM) PEŞİNEN SUÇLU İLAN EDİLMESİ NOKTASINA GÖTÜRECEK EN ÖNEMLİSİ TÜM HUKUKİ SAVUNMA HAKLARIMIZDAN FERAGAT EDİYOR KONUMUNA GELECEKTİK…”


(42.56) Aslında bize sorarsanız değil üç fırsat, tek bir fırsat dahi yoktu   (43.05)
(43.32)   DAHA ORTADA KİMİN NEYLE SUÇLANDIĞI BİLİNMEZKEN, DAVADA GİZLİLİK KARARI VARKEN, (Gülerek) UYGULANMAYAN HİÇBİR ŞEKİLDE KİŞİ VE KURUMLAR… EN AZINDAN BASINA UYGULANMAYAN GİZLİLİK KARARI) (43.41) HİÇBİR ŞEKİLDE KİŞİ VE KURUMLARIN SAVUNMASI ALINMAMIŞKEN KENDİSİNDEN ŞÜPHE EDENLER GİTMESİN DEMENİN NERESİ FIRSATTIR… (43.50)  BUNU BİR FIRSAT OLARAK SUNMAK FENERBAHÇE’Yİ KURTARACAK GÜYA FIRSAT OLARAK SUNMAK CİDDİYETTEN UZAK DEĞİL MİDİR? (43.59) Sormak istiyorum. BÖYLE BİR YAKLAŞIMI HANGİ FENERBAHÇELİ KABUL EDEBİLİRDİ. (44.12)    

İkinci üçüncü fırsatlar daha uzun… (44.17)
23 Ağustos İnfrantino mektubu geliyor…. Cenevre’ye gidin dedim…  O konuşmayı özetlerken aslında ipini çekiyor… GÜLE OYNAYA FEDERASYONDAN AYRILDIĞINI…
(45.14) Konu buradan açılmışken… Fenerbahçe yerine kimin gideceğine değinmek istiyorum…
(45.42) Sn Mehmet Ali Aydınlar dedi ki… Nasıl dedi ben hala anlayamıyorum…  Hakikaten dedi mi diye baktık. Dedi. Bana sorsalardı TS yerine Bursasporun alınmasını önerirdim (…) dedi. Bu bize göre spor hukukuna dair bilgisizlik örneğidir. Bu sansasyonel bir örnektir. Zira UEFA talimatları incelendiğinde göreceksiniz ki bir takım kendini gönüllü çektiği takdirde onun yerine gidecek takımı UEFA istediği yerden belirler. O ÜLKEDEN VEYA BAŞKA BİR ÜLKEDEN (46.25) (Ancak ve ancak UEFA veya o ülke federasyonu çektiği takdirde bir takımı turnuvalardan sıradaki gider. (46.39) Ama sıradaki nasıl gider. Turnuvayı katılım kriterlerini sağlaması kaydıyla gider diyor. Galiba 4 satır… bunu gören var mı aranızda. Merak ettiğim için sordum? (46.53) 
Bir kişi var… Tayfun bey siz görmüşsünüzdür. ANLATIN ARKADAŞLARINIZA…. Dolayısıyla TS’un bu durumda gideceği aşikar. “Bana sorsalardı” diyor. Kimseye sormadılar mı acaba? Böyle bir karar veriliyor. TFF’dan kimsenin haberi olmadı mı gerçekten?   Gerçekten mi haberi olmadı. Ya da siz Bursa Spor’un gitmesini uygun görüyorsanız talimatlar açık. TS’un kriterleri tatmin etmiyor. Bu takımı yollayacağım dersiniz BU BENİM İÇİN ALGILAMASI YORUMLAMASI ÇOK GÜÇ BİR UNSUR. (47.43)
(47.43) Hadi baştan bilmedi. Yeni başkan oldu. Tecrübesiz.  Etrafındaki tecrübeli insanlar neden anlatmadı kendisine… Danışmanlar niye anlatmadı. Hani bir tecrübeli başkan yardımcısından bahsediyor. O niye anlatmadı… (48.05)

(48.09) Diğer bir taraftan da kafasındaki gelgitler çelişkiler için bir veri daha vereceğim size… (Kulüpler Birliği toplantısında 31 Mayıs’ta UEFA’ya listesi verilen kulüplerin Avrupa’ya gideceğini söyledi) AKSİ TAKDİRDE HİÇBİR TAKIMIN AVRUPA’YA GİTMEYECEĞİNİ İLETTİ. (48.34) O GÜN MENÜDE O VARDI… (48.37)   
Dönelim fırsatlara… İnfrantino’nun mektubunu iletti… kısmı

Ertesi gün saat 12.00’ye kadar. Tekrar ediyorum. Ertesi gün saat 12.00. Biz Salı gün toplanıyoruz saat 17.00’de. Ertesi gün saat 12.00’de bana bunu (cevabı) ilet diyor…  (49.46) Ha arada da git bir İsviçre’ye konuş istersen ayarlayayım diyor. Sağolsun!!!!!!!!!!!!!!! (49.51) TEKRAR SÖYLÜYORUM… Fenerbahçe’nin CL’den çekilmesini, hiç yönetim kurulu kararı yok, bir genel sekreter mektubunu takiben 16-18 saat neyse bizden bunu istiyor. O arada da diyor yönetimi topla, danışmanları topla, danış; arada da UEFA’ya git gel. Yani ŞAKA GİBİ… (50.23)
BU MEKTUBUN EMİNİM TÜRKÇESİNİ HEPİNİZ OKUMUZŞSUNUZDUR. (50.33) MEKTUP GÜZEL YAZILMIŞ ÖZENLE YAZILMIŞ. HİÇBİR ŞEKİLDE UEFA’YI ZAN ALTINDA BIRAKMAYACAK ŞEKİLDE YAZILMIŞ. (50.43) UEFA’NIN NE KADAR TİTİZ OYUN OYNADIĞINI BİR ÖRNEKLE DAHA SİZE GÖSTERMEK İSTİYORUM. FB MEN EDİLİP TS CL ALINDIĞI GECE TFF İNTERNET SİTESİNDEKİ AÇIKLAMA. BİR DE UEFA’NIN İNTERNET SİTESİNDEKİ AÇIKLAMAYA BAKIN. (51.10) TFF AÇIKLAMASINDA DİYOR Kİ UEFA BUBU İSTEDİĞİ İÇİN YAPTIK. UEFA’DA ÇOK İNCE SEÇİLMİŞ KELİMELERLE TFF İNSİYATİFİNDE OLAN BU KONUDA ALDIĞI KARARDAN DOLAYI DİYE BÖYLE… YANİ O ONA TOPU ATIYOR. O ONA TOPU ATIYOR. (51.33)   
Mektup çok güzel kullanılmış

“Fenerbahçe kendini çeksin… Çekmezse TFF çeksin. O çekmediği takdirde ben çekerim demiyor. (52.13) Çekmediği takdirde benim turnuvalarım oynanırken FB bir ceza yerse ceza çok daha ağır olur diyor. (52.23) KENDİNİ ÇEKSİN. SEN ÇEK. OLMADI BEN ÇEKECEĞİM DEMİYOR. (59.29) ÇÜNKÜ ONU YAPACAK CESARETİ YOK. ONU YAPACAK MALZEMESİ, ŞARTLAR YOK. HİÇBİR RESMİ SÜREÇ SPOR HUKUKUNDA ÇALIŞTIRILMAMIŞ. (52.40) ABA ALTINDAN SOPA GÖSTERİYOR. ZATEN SAYIN BAŞKAN FENERBAHÇE FORMASINI ÜZERİNDEN ATAMAMA PSİKOLOJİSİ İÇİNDE AMAN DİYOR BENİM YÜZÜMDEN BÜTÜN ÜLKE YANACAK DİYOR!!!!!   

(52.54) Şöyle olsa ne olurdu… Bak kardeşim benim ülkemde hukuk sınırları belirlenmiştir. Bu davada gizlilik vardır. 91 kişili, 10 binlerce sayfa belge olan şu kadar kişinin tutuklu olduğu bir davada benim soruşturmamı yapabilmem için en az 5-6 ay süreye ihtiyaç var. Yani iddianamenin açıklanması gerekiyor TFF’nun kendi soruşturmasını başlatabilmesi için. UEFA ne diyor? Biz hukukun üstündeyiz diyor. Bütün futbol federasyonları benim üyem olacaksa benim kurallarıma uymak zorunda diyor. Bu kurallardan bir tanesi sen kendi yargılamanı yapacaksın. Adli mercilerin ne dediği önemli değil diyor. (53.47) Gidip 4-5 ay süreceğini 6 ay süreceğini Kasım aralık ayına geleceğini bundan sonra da senin istediğin doğrultuda benim soruşturma yapmam gerekiyor. Bu da neresinden bakarsan 3 ile 6 ay. 4 ile 6 ay. (54.09) Yani ben sana bunları niye söylüyorum UEFA? Söylüyorum çünkü senin turnuvaların zamanında döneminde bu davanın ne adli yargıda ne de spor tarafında sonuçlanması mümkün ihtimal dahilinde değildir. (54.23) dese ne yapacak UEFA? Ne diyecek UEFA? İç hukuk. TFF’nu bağlayan konu.
(54.50) Söylemek istediğim kısacası. O dönemin o senenin Avrupa Kupalarına yetişmeyecek bir süreçten bahsediyoruz. Bunu gidip anlatması gerekirdi. (54.56) (Derin soluk)
Velev ki biz bunu kabul ettik. Fırsat. Dönelim fırsata. (KONU NE KADAR FARKLI NOKTAYA DÖNSE DE İNPUT VERDİĞİ NOKTAYA GERİ SARIYOR) bu fırsatı biz değerlendirememişiz. (55.08) Nasıl değerlendirememişiz. KABUL ETMEYEREK DEĞERLENDİREMEMİŞİZ. BU SÖYLENEN YAKLAŞIMI KABUL ETMEMİZ DAHA KİMİN NEYLE SUÇLANDIĞI BİLİNMEZKEN SÜRCİN BAŞINDAYKEN BÖYLE BİR YAKLAŞIMI KABUL ETMEMİZ BİZLERİN YANİ FENERBAHÇEMİZİN BAŞTA (SPOR HUKUKUNU KONUŞUYORUM) PEŞİNEN SUÇLU İLAN EDİLMESİ NOKTASINA GÖTÜRECEK EN ÖNEMLİSİ TÜM HUKUKİ SAVUNMA HAKLARIMIZDAN FERAGAT EDİYOR KONUMUNA GELECEKTİK. (55.42)  BU BİZİM TARAFIMIZDAN KABUL EDİLEBİLİR BİR DURUM DEĞİL. (55.49)
Velev ki biz bu yaklaşımın doğru olduğunu düşündük. Yönetim olarak böyle bir karar almaya karar verdik. (56.01) Yine de yapamazdık. Niye yapamazdık. Tüzük gereği yapamazdık. FB SK’nün CL’den çekmek için Genel Kurula gitmesi gerekiyor. Bunu kendisinin de bilmesi gerekiyor diye düşünüyorum (56.18) 18 saat gibi kısa sürede bunun olamayacağı aşikardı. (56.24).

Neyse… Biz mektubu aldık. Kulübe gittik. Yönetim Kurulu üyelerimizle, danışmanlarımızla bir toplantı yaptık. Aynen size ifade ettiğim nedenlerden dolayı yapamayacağımıza karar verdik. Sabah saat 10.00’da ben kendisine ilettim sözlü olarak; eş zamanlı olarak bu görüşümüz yazılı olarak TFF’na iletildi. (56.53) BU KONUŞMADA BEN SAYIN BAŞKANLA KONUŞURKEN DEDİ Kİ SAAT 12.00 SÜRESİNİ 17.00’YE UZATTIM. (57.06) İYİ GÜZEL. ZİYARET ETTİK. SAHSIM VE AVUKATIMIZ EMİN ÖZKURT’LA. KENDİSİNE AÇIK, NET VE SARİH OLARAK DEDİK Kİ: UEFA’NIN BU AŞAMADA BİR KARAR ALAMAYACAĞININ FARKINDA OLDUĞUNU; BU NEDENLE KARARI TFF’YE ALDIRMAYA ÇALIŞTIĞINI ÜLKE FEDERASYONLARINI VE MİLLİ TAKIMI CEZALANDIRMA KONUSUNDA KENDİLERİNE BLÖF YAPILDIĞINI BU HUKUSUZ BASKIYA BOYUN EĞMEMELERİ GEREKTİĞİNİ EĞER UEFA ELİNDE YETERLİ VERİ OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORSA CEZAYI BİZZAT KENDİSİNİN VERMESİ GEREKTİĞİNİ VURGULAYARAK ORADAN AYRILDIK. (57.50) GÜLE OYNAYA AYRILDIK YA. BU İŞTE O TOPLANTI (57.55)  UEFA BU AŞAMADA KARAR ALAMAYACAK. BU NEDENLE KARARI TFF’YE ALDIRMAYA ÇALIŞIYOR. CEZA KONUSUNDA SİZE BLÖF YAPIYOR. BU HUKUKSUZLUĞA BOYUN EĞMEYİN. (58.10) UEFA KENDİ VERSİN BU KARARI DEDİK.  (58.16) DOLAYISIYLA BU AKTARDIĞIM NEDENLERLE SAYIN M ALİ AYDINLAR’IN BASIN TOPLANTISINDAKİ (sözleri) (YÖNETİMİ TOPLAAMAYA GİDİYORUZ, İMZALAYIP GERİ GELECEĞİZ KARAR ALACAĞIZ, GÜLE OYNAYA AYRILDILAR SÖZLERİ…) HEM GERÇEKLERİ YANSITMAMAKTADIR AMA ONDAN DAHA DA ÖNEMLİSİ BİZLER KULÜBÜMÜZ ADINA CAN DERDİNDEYKEN OLAYLARI BU ŞEKİLDE YANSITIYOR OLMASI HEM ÇOK MANİDARDIR HATTA BİR ADIM ÖTEYE GİDEYİM SANKİ BİZİMLE ALAY ETMEK GİBİDİR. (58.50)


“Toplantı yapıldığı, 3 yöneticimizin katıldığı, UEFA avukatının katıldığı, toplantıyı TFF’nin organize ettiği GERÇEKTİR…  (59.52) Ancak konuyla ilgili bundan sonra telaffuz edilenler gerçeği yansıtmamaktadır”


“Yani Sayın Mehmet Ali Aydınlar’ın planı gerçekleşseydi alın terimizde kazandığımız şampiyonluk kupamız yok sayılacaktı”


(58.54) Fırsat 3. ( Kendi söylemleri… UEFA’yla pazarlık yaptık. Puan silme, 1 yıl Avrupa’dan men olmak üzere anlaşma başardık “KİŞİLERİ KURTARMA ADINA HAREKET ETMESEYDİ” yönetim kurulu… “ÜÇ FIRSATTAN BİRİ DEĞERLENDİRİLSEYDİ FENERBAHÇE BU DAMGAYI YEMEMİŞ OLACAKTI” DİYOR …  (59.34)
Toplantı yapıldığı, 3 yöneticimizin katıldığı, UEFA avukatının katıldığı, toplantıyı TFF’nin organize ettiği GERÇEKTİR…  (59.52) Ancak konuyla ilgili bundan sonra telaffuz edilenler gerçeği yansıtmamaktadır. (01.00) BUNLARI ÇOK DİKKATLİ DİNLEMENİZİ RİCA EDİYORUM SİZDEN

(1.00.04) Bu toplantıya sadece UEFA ve Fenerbahçe yetkilileri değil aynı zamanda TFF’nun avukatı da katılmıştır.  Dolayısıyla TFF Başkanı Sayın Mehmet Ali Aydınlar’ın toplantının içeriğinden haberdar olmadığını, herhangi bir TFF yetki mensubunun diyor… belki orada bir kelimelerle oynuyor… mensubu yani bordrosuz tamam… ama bana göre dışarıdan tuttuğunuz hukukçu da sizi TFF temsil eder. (1.00.39) (herhangi bir TFF yetkilisinin) … süreçte bulunmadığı ifade ediyor. ANLAŞILIR GİBİ DEĞİL… (1.00.43) TFF’NUN AVUKATININ BULUNDUĞU BİR TOPLANTIDA TFF’NUN TEMSİL EDİLMEDİĞİNİ SAVUNMAK ANLAŞILIR GİBİ DEĞİL … (1.00.52) BELKİ DE PEK ÇOK KONUDA OLDUĞU GİBİ BU KONUDA DA YAKIN ÇALIŞTIĞI EKİBİ KENDİSİNİ YANILTMAKTADIR. (1.00.59)  

(1.01.03) O toplantıyı takip eden günlerde toplantıda konuşulup MUTABIK KALINAMAYAN  BAKIN TEKRAR EDİYORUM toplantıda konuşulup mutabık kalınamayan ve de HİÇ KONUŞULMAYAN ama kabul edilmesi mümkün olmayan bazı unsurlarla süslenmiş bir taslak metin Sayın Mehmet Ali Aydınlar tarafından bana ulaştırıldı. (1.01.26) TOPLANTININ İÇERİĞİNİ BİLMİYORUM DİYOR YA… O METİN BANA KENDİSİ TARAFINDAN ULAŞTIRILDI. (1.01.31) (4 SN) Bu metin 18 Eylül’de sizlere açıklandı. RİCA EDİYORUM. BU METİNİN İÇERİĞİNİ BİLENLER EL KALDIRABİLİR Mİ? (1.01.43) BİR KİŞİ KOSKOCA ODADA.  İYİ. BİRAZ UZUN OLACAK AMA… (1.01.55)

ÇOK AMA ÇOK İYİ DİNLEMENİZİ RİCA EDİYORUM… LÜTFEN… (1.02.00)
Mehmet Ali Aydınlar’ın iddiası; yapılan pazarlıklar kendi öngördüğü şekilde sonuçlansaydı Fenerbahçe’nin sadece bir seneyle sınırlı olarak UEFA müsabakalarından men edileceği şeklindeydi. Bununla birlikte pek çok ortamda 2010-2011 Şampiyonluk kupamızın kendisi sayesinde müzemizde olduğunu dile getirmektedir. (1.02.31) İŞİN ASLI TAM DA BÖYLE DEĞİLDİR… BENİM BİLGİM VE DAHLİM YOKTUR… DİYOR… Görüşmeyi Fenerbahçe istemiştir ben sadece randevuyu aldım DİYOR… Ve bu pazarlığı 3 Fenerbahçeli yönetici ve UEFA avukatı yaptı DİYOR… vicdanlı ve dürüstlerse DİYOR…kendilerini açıklasınlar DİYOR… (1.03.07)
Aslında bunu anlatarak bizlerin yani Fenerbahçe yöneticilerinin sorunu çözmek için UEFA’nın kapısına gittiğimizi, pazarlıklar peşinde olduğumuzu, kendilerinin sadece arabuluculuk yaptığını ifade etmeye çalışmaktadır… (1.03.34)  


(1.03.53) Bu görüşme tamamen TFF’nun ayarlamasıyla gerçekleşen bir görüşmedir. UEFA’NIN BU KONUYU FENERBAHÇE İLE GÖRÜŞMEK İSTEDİĞİ BELİRTEREK ORGANİZE ETMİŞTİR. ÇOK TESADÜFEN İLERLEYEN BİR DÖNEMDE  UEFA ADINA O TOPLANTIYA KATILAN AVUKATLA BAŞKA BİR VESİLEYLE GÖRÜŞMEMİZDE BİZ NE DEMİŞTİR BİLİYOR MUSUNUZ? BİZ “SİZ TALEP ETTİNİZ DİYE BİLİYORUZ” DEDİK.  O DA “BİZ SİZ TALEP ETTİNİZ DİYE BİLİYORUZ” DEDİ. (1.04.27)


O toplantı sonucunda bir evrak çıkıyor ortaya. M A Aydınlar’ın ima ettiği, son dönemlerde de ortaya çıkan bir evrak var. Aslında bu evrak iki kurumun görüşmelerinin sonucunda ortaya çıkan bir evrak. Bu evrakın içeriği aslında çok çok önemlidir. Şu özetleyeceğim maddeleri bizim kabul etmemiz beklenmiştir. Bizim kabul etmememiz de büyük bir fırsat kaçtı olarak sizlere lanse edilmiştir. (1.05.30)
(6 sn) Anlaşma diyor ki, “BU ANLAŞMANIN TARAFI OLARAK HEM TFF HEM DE UEFA BULUNMAKTADIR” ANLAŞMA (BUNU) DİYOR… YANİ TFF ANLAŞMANIN SAĞLANMASI İÇİN GİRİŞİMLERDE BULUNMAKLA VE YETKİLİSİNİ GÖNDERMEKLE KALMAMIŞ AYNI ZAMANDA BU ANLAŞMANIN TARAFI DA OLMUŞTUR. (1.05.54) SİYAHLA BEYAZ KADAR AYRI KONUYU SAVUNUYORUZ. DOLAYISIYLA SİZLER İNŞALLAH BUNUN GERÇEĞİNİ BİR ŞEKİLDE DEŞİFRE EDERSİNİZ…. (1.06.05)

1. CAS davasının geri çekilmesi, bu geri çekmeyle birlikte CL’ne katılmama nedeniyle hem UEFA, hem TFF ikilisine hem de bu kurumların yetkililerine dava a-çıl-ma-ma-sı-nın taahhüt edilmesi istenmiştir. (1.06.24) 
2. TFF tarafından yürütülecek disiplin süreci neticesinde 2012-2013 sezonunda UEFA müsabakalarından menedilmesi halinde bunun kabulü, her halü karda o sezon UEFA müsabakalarına katılınmayacağını kabul etmemiz ve buna ilişkin dava hakkımızdan feragat etmemiz istenmiştir (1.06.42)
3. Bir başka madde. UEFA TFF’nin verdiği cezadan tatmin olursa ancak o takdirde ve belki başka ceza vermeyeceğini belirtmiştir. Diğer bir deyişle 2 seneyle sınırlı olmaması durumu söz konusudur. (1.07.09)
4. UEFA Disiplin Kurulu bağımsızdır. Anlaşmanın tarafı değildir. Ek cezalar uygulayabilir. Uyguladığı takdirde bu anlaşma geçersizdir denilmektedir. (1.07.22)
Anlaşma önemli bir anlaşma ama bağımsız dediği kurul başka bir şey yaparsa bu anlaşmanın hiçbir kıymeti harbiyesi yok. (1.07.31)
Kısacası pek çok husustan feragat etmemiz beklenirken karşılığında hiçbir somut teminat önerilmiyor hatta daha kötü şartlar için kapı açık bırakılıyor. (1.07.44) Bana göre UEFA’nın bu kadar cüretkar davranmasının sebebi TFF’nun dik duruş sergilememesinden ve BİAT etmesinden kaynaklanmaktadır. (1.07.54) ÇÜNKÜ BURADA 1 YIL SINIRLI KALMASIYLA İLGİLİ HİÇBİR ŞEY SÖZ KONUSU DEĞİLDİR. (1.08.05)
Sonra sözlü olarak yapılan… O anlaşmaya ne oldu diye merak ediyorsanız… O anlaşma bizim kabul edebileceğimiz bir anlaşma değildi. Çok kısa süre sonra da TFF istifa ettiği için bu görüşmenin devamı gerçekleşmedi. (1.08.27) 
Sayın Mehmet Ali Aydınlar kendilerinin UEFA’yla sözlü olarak yaptıkları pazarlığı yazılı olarak teyit ettiklerini belirtti. Bunu da TFF ve UEFA Genel Sekreterlerinin imzası bulunan iki ayrı yazışmayı size göstererek sundu. (1.08.48) Şimdi bu yazışmalarda… BU YAZIŞMAYI BİLEN VAR MI? GÖSTERDİ YA SİZE …   
Feridun N cevap veriyor…
AMA FERİDUN KİMSE EL KALDIRMIYOR
FERİDUN N- ANLAŞILMIYOR.
ÖYLE Mİ? PEKİ?
FERİDUN N- ANLAŞILMIYOR
O ZAMAN NE DİYOR BU ANLAŞMADA FERİDUN KUPAYLA İLGİLİ? (1.09.14)
FERİDUN N- Anlaşılmıyor
TAMAM TAMAM O ZAMAN SEN BEKLE SONUNA KADAR!!!!! (1.09.20)
Bu yazışmalarda görüldüğü gibi, anlaşmadaki maddelerden bir tanesi 2010-2011 sezonunda Fenerbahçe’nin kazandığı ödüllerin iadesi hususudur. Zaten basın toplantısında Sayın Mehmet Ali Aydınlar da 2010-2011 sezonunu yok saymayı planladıklarını bizzat ifade etmiştir. (1.09.45)
Yani Sayın Mehmet Ali Aydınlar’ın planı gerçekleşseydi alın terimizde kazandığımız şampiyonluk kupamız yok sayılacaktı. Hal böyleyken 2010-2011 Şampiyonluk kupasının Fenerbahçe müzesinde kendi sayesinde olduğunu söylemesini YORUMLAYAMIYORUM… (1.10.04)
Burayı burada kesiyorum. Son gündeme geliyorum. Arzu ettiğiniz takdirde sorularla açarız

“ŞU AŞAMADA BÖYLE DÜŞÜNMEMİN… BÖYLE DÜŞÜNMEMİN EN ÖNEMLİ UNSURU SON BİR SENEDİR İŞİMLE, ŞİRKETLERİMİZLE AİLE ŞİRKETİMİZLE YAŞADIKLARIMIZ, ALDIĞIM SORUMLULUKLAR VE ÖNCELİKLERDEN KAYNAKLANMAKTADIR”


“ÇOK FAZLA SPEKÜLASYON YAPILIYOR. İDDİALAR… BİR TOHUM ATILIYOR. O TOHUMU RESMEN DOĞRU OLMASA DA YEŞERTİYORUZ. DOLAYISIYLA BU KONUDA BENİM DÜŞÜNCELERİME GÖRÜŞLERİME ÖNCELİK VERMENİZİ, DİNLEMENİZİ RİCA EDERİM…”


Adaylık konusunda bir yöneticinin oğluyla Four Season otelde öğle yemeği yedi ve orada yönetime katılıyorum dedi… Bundan sonra bir sürü yazılar yazılmıştı.
(1.11.03)  Öncelikle bilmenizi isterim ki ne öyle bir yemek yapılmıştır; ne herhangi bir yöneticinin oğluyla herhangi bir yerde görüşülmüştür. Ne de bu bağlamda mealde herhangi bir şey (herhangi bir kişiye) söylenmemiştir. (1.11.15)

(1.12.11) Bizim anlayışımızda, bizim kültürümüzde Fenerbahçelinin Fenerbahçe’ye katkı sağlaması için illaki resmi bir görevde bulunması gerekmemektedir. (1.11.37)
ŞU AŞAMADA BÖYLE DÜŞÜNMEMİN… BÖYLE DÜŞÜNMEMİN EN ÖNEMLİ UNSURU SON BİR SENEDİR İŞİMLE, ŞİRKETLERİMİZLE AİLE ŞİRKETİMİZLE YAŞADIKLARIMIZ, ALDIĞIM SORUMLULUKLAR VE ÖNCELİKLERDEN KAYNAKLANMAKTADIR. (1.12.27)
ŞARTLAR EN MÜSAİT OLDUĞU ANDA DA DAHA ÖNCE YAPTIĞIM GİBİ HER FENERBAHÇELİ GİBİ KATKI SAĞLAMAYI, TEKRAR GÖREV ALMAYI DÜŞÜNMEKTEYİM. (1.12.48)
(1.12.50)  SİZDEN BİR RİCAM VAR. BAZILARINIZLA İYİ TANIŞIYORUZ. BAZILARINIZLA HUSUMET DERECESİNDE TANIŞIYORUZ. HİÇBİR ZAMAN SAYGI VE SEVGİDE KUSUR ETMEDİK BİRBİRİMİZE.. AMA SİZDEN RİCA EDİYORUM. LÜTFEN BENİMLE İLGİLİ KONULARDA BİZİM DEDİKLERİMİZE İTİBAR EDİN… ÇOK FAZLA SPEKÜLASYON YAPILIYOR. İDDİALAR… BİR TOHUM ATILIYOR. O TOHUMU RESMEN DOĞRU OLMASA DA YEŞERTİYORUZ. DOLAYISIYLA BU KONUDA BENİM DÜŞÜNCELERİME GÖRÜŞLERİME ÖNCELİK VERMENİZİ, DİNLEMENİZİ RİCA EDERİM (1.13.24)
Benim rengim zaten belli. Biliyorsunuz. Bu konuda da fazla bir şey söylemem gerekmiyor (1.13.35)
Yalnız bir konuda çok ciddi rahatsızlığımı sizlerle paylaşmak istiyorum. Fenerbahçe Başkanlığına adaylığına açıklayan birinin seçim vaadi olarak şike yapmayacağım şeklinde, bunu söylerken biraz üzülerek söylüyorum herhalde bir dil sürçmesi diye son dakikaya kadar bekledim düzeltme yapılacak mı diye… Hiç istemiyordum bunu burada dile getirmek. Son dakikaya kadar bekledim. Düzeltme yapılacak mı? Yapılmadı. Onun için ben bunu burada ifade etmek durumundayım. Şike yapmayacağım şeklinde bir ifade de bulunması ben ve benim gibi düşünenler için çok büyük bir hayal kırıklığıdır. Bu yaklaşım bu formaya emek veren futbolculara, teknik ekibe, hocaya, taraftara bütün bir camiaya büyük bir haksızlıktır. (1.14.32)
Saha dışında ne olursa olsun, siz değil miydiniz “saha içinde hiçbir şey yoktur” diyen Sayın Mehmet Ali Aydınlar? (1.14.40) Nasıl böyle bir seçim vaadi olabilir. Başkan olduğunuz takdirde bu süreci yaşayan insanların (yüzüne) nasıl bakacaksınız? İnsanlar çoluğundan, çocuğundan, huzurundan oldu? Nasıl böyle bir şey söylersiniz? İnşallah düzeltir ben de özür dilerim. Kabul edilecek bir durum değil. (1.15.11)


ALİ KOÇ: “Sayın Aydınlar diyor ki “Hem küme düşmek istiyorlar hem yazılı başvurmuyorlar sonra da beni taraftarın önüne atıyorlar” 

ÖYLE DEĞİL… NASIL? SÖYLEYEYİM 

ALİ KOÇ: “MÜTEMADİYEN BAKIN MÜTEMADİYEN YA İKNA EDİLMEYE ÇALIŞILDIK YA BASKI ALINDIK. BUNU ÇEKMEK İÇİN”

ALİ KOÇ:  “Ama onlar o niyette değildi. Pişkin pişkin hala bize yazı verin diyorlardı. Sayın İlhan Helvacı’ya anlattık. Niye bunu yapamayacağımızı. Niye bunun mümkün olamadığını…”


ALİ KOÇ: “TFF bir açıklama yaparak SANKİ BİZİM KAFAMIZ ÇALIŞMIYOR. ONLAR GİBİ SÜREÇLERİ BİLMİYORUZ. BİR YAZI YAZMAYI YAZIYLA BAŞVURMAYI BİLMİYOR MUŞUZ GİBİ BİR AÇIKLAMA YAPTI”


Devrim Zengi: M Ali Aydınlar için kullandığı ifadeleri sıralıyor… İyi insan değildir, iyi yönetici değildir, Fenerbahçe’ye zarar vermiştir diye düşünür mü 1907 dernek üyesi.. Sorum bu
Ali Koç: Bu soru değil bir açıklama. Soru ne?
Devrim Zengi: Seçimden daha önce veya sonra bu toplantıyı yapabilir miydiniz? İkinci soru: Yukarıda Allah var Ali Koç elini vicdanına koy
Sizi Beyaz TV’ye açık davet Mehmet Ali beyle birebir canlı yayın. Teklif olarak sunuyorum
Ben bu konuşmayı birkaç kez yapacaktım. Mehmet Ali Beyin konuşmasını bekledim. Mehmet Ali Beyin konuşması yakın zamana geldi.
Ben bu gerçekleri açıklarken Fenerbahçe camiasının bilmesini, sağlıklı karar vermesini istiyorum ama dedim acaba seçimden sonra yapsam daha iyi olur mu diye düşündüm? MAA seçimi kazandığı takdirde (konuşmak) derneğin ilkelerine, bizim fıtratımıza duruşumuza uymayacak durum olacaktı

(1.20.10) Ali Koç: Yukarıda Allah var…  Galiba Aygün Bey sormuştu Four Season’da. İyi de sordunuz çünkü ben gerçekten o gün üzülmüştüm. Ve tam niye onu söylediğini de anlamamıştım doğruyu söylemek gerekirse. Sizin sorunuz sayesinde o gün ne demek istediğini anladım. 
Küme düşme konusunda bir husustu. Üzüldüm. Niye üzüldüm? Çünkü ben kulübümün çıkarlarını korumaya çalışırken Mehmet Ali Bey hep beni hedefledi. Hep Ali Koç. Ali Koç dedi. Fenerbahçeli yöneticiler demedi. Benimle beraber temasta olan diğer kişiler değil. Hep Ali Koç dedi. İnşallah bir gün niye dediğini anlatır. Yukarıda Allah var… 

Bu küme düşme konusuyla alakalı. Hemen hafızalarımızı tazeleyelim. Hiç beklenmedik bir anda bir Çarşamba gecesi men edildiğimizi öğrendik. Perşembe günü ben Samandıra’ya gitmiştim. Hatırlayacaksınız. Ali Yıldırım’la. Futbolcular bizi çağırmıştı. Onlarla toplantı yapmıştık. Onlar inanılmaz bir öfke içindeydiler. 2. Ligse 2. Lig. Gösterelim. İnelim. Çıkalım. Her gün ölmektense bir gün ölelim gibi gibi gibi… görüşler vardı. Keza yönetim kurulu üyeleri arasında da benzer görüşler hakimdi. Ve aslında TFF bu kararın gerçekleşmesine hizmet ederek bir şekilde aslında Fenerbahçe’nin suçlu olduğunu yorumladı. (1.22.04) 

Bunu peşinen kabul etti. Biz de dedik ki. Gittik oraya. Ben Sayın Ali Yıldırım’la gittim. Zaten o aşamadan sonra Mehmet Ali Bey bizimle görüşmüyordu. Dolayısıyla Lütfi Arıboğan ve Göksel Gümüşdağ ile görüştük. Ve dedik ki “Bu iş böyle gitmeyecek. İki aydır sürülmeyen leke kalmadı. Söylenmeyen laf kalmadı. Bizim artık buramıza geldi. Hem bizi peşinen suçlu ilan edeceksiniz hem de Fenerbahçe 1. Ligde aman bir şekilde kalsın da futbol ekonomisi ayakta kalsın. Fenerbahçe’nin nimetlerinden (yararlanmaya) devam etmek isteyeceksiniz (1.22.44) 

Böyle olmaz dedik. O zaman biz her gün temcit pilavı gibi bu konu önümüzdeki aylarda gündeme geleceğine en onurlu en sağlıklı yol bizi küme düşürün. Biz bir senede çıkarız. Bunu da gerimizde bırakırız. Ama dedik bakın burası çok çok önemli … Sayın Aydınlar diyor ki “Hem küme düşmek istiyorlar hem yazılı başvurmuyorlar sonra da beni taraftarın önüne atıyorlar” (1.23.14) 

ÖYLE DEĞİL… NASIL? SÖYLEYEYİM…  

Dedik ki Sayın Arıboğan Sayın Gümüşdağ’a “lütfen bize yardım edin. Biz bunu kendimiz yapamayız. Çünkü Genel Kurula gitmemiz gerekiyor. Üç hafta sürecek. Ligler başlamış olacak”. Ligler başladıktan sonra böyle bir karar alırsan 2 sene kaybediyorsun. “Biz bunu yapamayız. Sizin desteğinize ihtiyacımız var”. 

 “Lütfen” dedik “Hukukçularımız bir araya gelsinler, bir yol haritası çizsinler, ondan sonra da yöneticiler bir araya gelip durum değerlendirmesi yapsınlar. Nitekim o gün (gece deniyor ama) Cuma günü (gece deniyor dil sürçmesi) saat beş gibi kulübümüzün hukukçularıyla TFF hukukçuları bir araya geldi. Yol haritası çizmek için. 

Ama onlar o niyette değildi. Pişkin pişkin hala bize yazı verin diyorlardı. Sayın İlhan Helvacı’ya anlattık. Niye bunu yapamayacağımızı. Niye bunun mümkün olamadığını. Zaten bunu yapsak bu toplantıya gerek olmayacağını anlattık. (1.24.24) 

Cuma akşamı… Cumartesi iki tarafın yönetim kurulları vardı. Yönetim kurulları sonrasında görüşecektik. Görüşemedik. Çünkü TFF bir açıklama yaparak SANKİ BİZİM KAFAMIZ ÇALIŞMIYOR. ONLAR GİBİ SÜREÇLERİ BİLMİYORUZ. BİR YAZI YAZMAYI YAZIYLA BAŞVURMAYI BİLMİYOR MUŞUZ GİBİ BİR AÇIKLAMA YAPTI. (1.24.48) 

Ben de hatırlarsanız “Şark kurnazlığı yapmasınlar” demiştim. 21 gün ceza yemiştim. Şark kurnazlığı diye bahsettiğim konu… Biz size zaten niye yazı veremeyeceğimizi anlatmışız. Sizden talep etmişiz bu yardımı. Ondan sonra siz çıkıyorsunuz yazı bile vermediler. Soruyorum: Kim samimi? Siz karar karar verin… (1.25.10)
3.yü unuttum. Yazmamışım…. (1.25.16)
Yayına davet… (Aydınlar adına nasıl davet ediyor!!!!=
Ali Koç: Ne gün olacak bu? Sizin program yok ki…

Aygün Özipek: CAS davası neden geri çekildi? Neydi bu ülke menfaati?

Ali Koç: Bakalım ülke menfaatleri notu ne diyor… Şaka bir yana… O günü hatırlamakta fayda var…  Hukuki itiraz için az süre vardı. Bayram vardı. Yobo transferi… Biz orada nelerle uğraşıyorduk. 

Neyse. CAS davamızı açtık. CAS davası şike yaptık yapmadıkla alakası olmayan bir dava. Hepinizin bildiği gibi. Bu CAS davasında spor tarihinde olmayan bir hukuksuzluk yaşandı. Onun için dava açıldı. O da hiçbir belirlenen resmi prosedür uygulanmadan hiçbir savunma alınmadan bir ceza verildi. Biz bu süreci dava ettik. (1.27.32)

 Davamız da çok kuvvetliydi. Sonradan tuttuğumuz İngiliz avukatlar vardı. Bu davayı çok istiyorlardı. Dedim ki “Niye bu davayı bu kadar çok istiyorsunuz?” Dediler ki bizim için bundan daha iyi dava yok. Böyle bir dava yok. Böyle bir dava gelmiyor spor tarihinde. CAS davamızı açtık. CAS davamızı açtığımız günden itibaren başta Emin Bey ve ben kötü kişiler olduk. (1.27.59) 

MÜTEMADİYEN BAKIN MÜTEMADİYEN YA İKNA EDİLMEYE ÇALIŞILDIK YA BASKI ALINDIK. BUNU ÇEKMEK İÇİN. Aslında bu sadece Mehmet Ali Bey’in zamanında değil. Mehmet Ali Bey’den sonra da devam etti. Bugünkü mevcut yönetimde de devam etti. Hatta orada daha da şiddetlendi. Ülke menfaati nedir… (1.28.33) 

Ülkemiz son yıldır müthiş bir atılım yaptı. Sadece ekonomik anlamda değil. Pek çok anlamda. Bu atılımın ikinci bir fazı var. ‘20’ ‘23’ hedeflerimiz. Türkiye’nin Dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına girme hedefi var. Bu hedefin pek çok alt açılımı var. Bir tanesi de çok büyük bir spor organizasyonuna ev sahipliği yapmak. Ne kalıyor önümüzde. Ya 2020 ya 2024. 2020’ye odaklanıldı. (…) 

Ya Olimpiyat ya da Avrupa Şampiyonası… Ülkemizi başka bir lige çıkaracak organizasyonlar. Ülkemize ya onu seçin ya bunu seçin telkininde bulunuluyordu. (…) O dönemde nasıl oldu…nasıl oldu biraz da Sayın Şenes Erzik’in öncülüğünde Fenerbahçe Spor Kulübü CAS davasını çektiği takdirde 2020 ev sahipliğinin doğrudan bizlere geleceği inandırılmıştı.(1.30.44) Ülke menfaati budur.

Ahmet Ercanlar: Fenerbahçe ülke menfaati derken acaba ülke Fenerbahçe’nin menfaatini düşündü mü? Fenerbahçe ülke menfaati derken ülke içinden herkes Fenerbahçe’nin ceza alması için uğraşmış görünüyor. Bunun karşılığını aldınız mı?

Ali Koç: Biz bırakın destek görmeyi peşinen bizi suçlu gördüğü için TFF icraatlarıyla bizi en kötü noktaya getirdi. Onu anlatmaya çalışıyorum. (1.32.14) Destek görmedik. Destek nasıl olurdu? UEFA sen bu topa giremezsin. Senin muhatabın benim. Ülkemin ilgili mercileri elinden gelen herşeyi  yapıyor. Böyle bir takvim var. Geçmişte bir sürü dava var. Sen yıllarca bekledin. Niye beni 3 haftada 4 haftada karara (almaya) getiriyorsun. (1.33.01) 

Niye bana bu saygıyı göstermiyorsun (vermiyorsun) O Volou davasına bile Yunan Federasyonu çok daha büyük saygı duymuştur. Bunu incelemeniz lazım. Ben biliyorum inceliyorsunuz ama… Biz hiçbir destek görmedik. Kötü niyet olmayabilir o zamanın yöneticilerinde. O zaman bilgisizliği, beceriksizliği, tecrübesizliği var. (1.33.26) Bana sorarsanız bir kısım öyle bir kısım art niyet var. O nedenle UEFA topa girdi. UEFA’NIN YAPTIĞI OLAĞANDIŞI DAVRANIŞTIR. BUNUN NİYE OLDUĞUNU BİZE ANLATMAK DURUMUNDADIR. SADECE GAZETE KUPÜRLERİNDEN TAKİP EDEREK DEĞİLDİR BU. (1.33.40)
Ahmet Ercanlar:12numara.org’u siz mi kurdunuz?
Ali KOÇ: Sen bunun cevabını biliyorsun. Benim iyiliğim için mi soruyorsun? Hepiniz bunun cevabını biliyorsunuz… (…) Sadece bu değil.  Güya ben SPK da da bir takım adamlarım vasıtasıyla başka bir takımın bir operasyonunu  engelliyormuşum. Başka bir tarafta da PR kampanyası yapıyormuşum. Benim yapmadığım söylemediğim şeyler bana yakıştırıldı. Kişiler kurumlar bana yakıştırıldı. Bu sürecin başında antu.com tarafından ortaya atılan bir iddiadır. Sürecin sonuna doğru da başkaları tarafından çok şiddetli bir şekilde ifade edilen bir unsurdur. Yakından uzaktan böyle bir şeyin gerçekle alakası yoktur. Sizler de bunu biliyorsunuz.  Benim gücüme giden sizler bunu bilmesine rağmen 
Ali Koç: İlla benim mi söylem lazım. 12 numarayla İlgim yok. Ama bunu da söyledim. 3 Temmuz sürecinde herkes kafasını kuma gömerken camiamızı ayakta tutan unsurlardan bir tanesi de odur. (1.35.10)


ALİ KOÇ: “Ben bunu oradaki kişilere de söyledim. “Ketenpereye getirdiniz başkanı” dedim. Lisan bilmediği için “Siz yaptınız. Ketenpereye getirdiniz”

ALİ KOÇ: “Sonra baktık ki bu böyle masumane bir olay değil. Demin bahsettim. Nasıl gizlilik ihlali… Gizlilik ihlalini kim yapar? Nasıl buna müsaade edildi. Nasıl basın yasağı getirilmedi? Bu iki konuda tatmin olmadan cevabını almadan masum gözle bakamam”


ALİ KOÇ: “BANA SORARSANIZ TFF DAHİLİNDE BİRİLERİ DE UEFA’NIN DAHİL OLMASINA KATKI SAĞLADI. ARTIK DAHA NE DİYEYİM?”

Ali KOÇ: UEFA neden kendi sürecine bakmadı? TFF kararına bakmadı. Adli mercilere bakmadı. Bu çok önemli bir soru. Şu anda net bir cevabım da yok. Ama zaman içinde bu da ortaya çıkacaktır. Bu da olağandışı davranışlardan bir tanesidir (1.37.47) Çünkü senin muhatabın TFF. Bunu ben hala anlamış değilim. Anlamakta da güçlük çekiyorum. (….) göre bizimle paylaşmak istemediği bazı öğeler var.  Gördüğüm kadarıyla bugünkü yönetimi hiçe sayıyor. O günkü belirlenmeyle kalmış gözüküyor. (1.38.12)
SORU: Siz sürecin başından beri sürecin içindesiniz. Tahmin ederim korkunç bir hukuk bilgisi oluştu. Bu süreci bu haksızlığı kaşıma imkanı yok mu hala… UEFA adli mercilerin…
Ali Koç: Benim düşüncem UEFA adli mecilere odaklandığı için Yargıtay’dan gelecek karar son derece önemlidir. Onanmadığı takdirde hem BJK hem FB hem TFF ciddi şekilde bu işin peşine gidebilir  (1.38.49)
Bir şey soracağım… Özür dilerim. Akşam Gazetesi’nde veya Milliyet Gazetesi’nde bir haber çıktı. Sağ köşesinde… (1.39.03) Baş sayfada. Dedi ki “hakemler fişlenmiş”. Hatırlıyor musunuz o haberi? Bir saniye lütfen. O haberi hatırlıyor musunuz? Güya başkanımızın bilgisayarında; üç gazetede mi çıktı… Ne dedin? Ne diyordu? Tam hatırlatır mısın?
(Açıklama)
Fenerbahçe hakemlerin çetelesini tutuyor diye ima ediliyordu değil mi? (1.39.52) Bu beyefendinin yolladığı mektuptur o.

Ali Koç: Bu bir suçmuş gibi ilgili mercilerce kamuoyuna sunuldu… Bunun gibi o kadar çok şey var ki… O yüzden Fenerbahçe bu muameleyi hak etmedi (1.43.27)
Senad Ok: Uefa’nın hatasına dikkat çekilmiyor. UEFA ikili oynadı gibi geliyor

Ali KOÇ: UEFA parmağında oynattı futbol federasyonunu. UEFA’nın bu şekilde topa girmesini sağlayan unsurlar neydi diye sordum satır arasında. Bana sorarsanız. Ben bunu oradaki kişilere de söyledim. “Ketenpereye getirdiniz başkanı” dedim. Lisan bilmediği için “Siz yaptınız. Ketenpereye getirdiniz”  (1.44.03) 

UEFA’ya şu yüzden yüklenmek istemiyorum. Çünkü UEFA topa sokuldu. Topa girince de herhalde bir örnek mi göstermek istedi bilmiyorum ne yapmak istedi… Baktı ki her şeyi yaptırıyor. Hiçbir hukuki sorumluluk almadan. Ban sorarsan İnfrantino mektubu hukuki sorumluluk gerektiren bir mektuptur. Çok ince ele alınmıştır. (1.44.32) 

O yüzden benim odaklandığım nokta Sayın Aydınlar’ın başkanlığındaki yönetimin veya yönetimin bir parçasının (rolü) UEFA’yı bilerek bilmeyerek bilmiyorum ama bence art niyetli bir şekilde yönlendirip Türkiye’ye getirtip baskı yaptırtıp bu kararın alınmasını sağlamaktı. (1.44.55)

 Şöyle soruyorum. Yanılmıyorsam sen ciddi bir şekilde bu konuları araştırıyorsun. TFF UEFA’ya dönüp demin dediğim gibi kardeşim benim emniyetim, savcım, medyam bütün şiddetiyle bu işin üstüne gidiyor, bana geldiği zaman ben de bu işin üstüne gideceğim. Bir ülkeden beklenilen her şeyi yapıyoruz. Sana ne oluyor da müfettişini yolluyorsun deseydi veya daha bir dik durup yapsaydı çok farklı olurdu. Bizim yaptığımız görüşmelerde pazarlık diye addedilen görüşmelerde hep CAS davasının çekilmesi konusu gündeme geldi. CAS davasının çekilmesi hep bir husustu unsurdu. Halbuki direk konuyu etkilemiyordu. Biliyorsun. (1.45.46)

Soru: Çok güçlü bir insansınız. UEFA’ya ne olmuş… Ne oluyormuş da iç hukuka bu kadar müdahale. Kulüplere bu kadar müdahale, federasyona bu kadar müdahale olmuş

Ali Koç: Biz işler kötü giderken gazetelere çıkıp demeç veren bir mantalitede değiliz. Fenerbahçe Spor Kulübü amatör branşları sahada maç yaparken belli grup taraftarı yönlendirip takıma destek (olmayıp) hatta köstek olmak için tribünlerde yer alıp… Biz böyle bir kültürden gelmiyoruz. FB SK Başkanı kim olursa biz hizmet etmeye yükümlüyüz. (1.47.41)   
Sion örneği veriliyordu hatırlıyor musunuz? (…) Şikeyle alakası yok. Sion FİFA talimatına aykırı transferler yapıyor. Yapma deniyor. Dinlemiyor. O yaptığı transferleri de uluslararası müsabakalarda oynatıyor. Yani bıçağı kemiğe dayıyor. Bizde daha fol yok yumurta yok. Neyin olup olmadığı… Kim suçlu? Kim suçlanacak? İddianamede ne çıkacak? Bir sürü basında çıkan haberler iddianamede yoktu. 

Emenike’nin para sayması olayı. Var mıydı? Yoktu. Bunun gibi çok şey var. AMA İNSANLARIN ZİHNİNE YER ETTİ. BUNLAR İNSANLARIN ZİHNİNE YER EDİNMİŞTİ. FENERBAHÇE BU ŞEKİLDE ÇEREZ EDİLDİ. BUNUN BU ŞEKİLDE ÇEREZ EDİLMESİNE TFF MÜSAADE ETTİ. BEN HALA İNANIYORUM Kİ TUTUMLARI FARKLI OLSAYDI UEFA BİZİM İÇ HUKUKUMUZA KARIŞAMAZADI. UEFA DAVA İSTEMEYEN BİR KURUMDUR. HELE FEDERASYONLARLA BÖYLE KONULARDA DAVALIK OLMAK İSTEMEYEN BİR KURUMDUR. BANA SORARSANIZ BAKTI Kİ NE DESEK DİNLİYORLAR NE İSTESEK YAPIYORLAR BİR GENEL SEKRETER MEKTUBUYLA TAKIMI MEN EDİYORLAR YAPTI SONUNA KADAR GÖTÜRDÜ. (1.49.31) 
ŞİMDİKİ FEDERASYON BENCE İŞİ HAFİFE ALDI. ONUN GİDİP HESAP SORMASI LAZIM. SEN NASIL BUNU YAPARSIN. BİR DAHA OLMASIN DİYE HESAP SORMASI LAZIM. (1.49.48) O YÜZDEN BANA SORARSANIZ TFF DAHİLİNDE BİRİLERİ DE UEFA’NIN DAHİL OLMASINA KATKI SAĞLADI. ARTIK DAHA NE DİYEYİM? (1.50.02)

ALİ Can: 3 Temmuz sürecinde birçok yöneticinin ismi iddianamede bulunuyordu. (İsimleri sayıyor) Bir tek sizin tapeniz yoktu. (1.50.26) Siz hiç kimseyle görüşmediniz mi?
Ali KOÇ: Efendim
Ali Can: Sizin hiç tapeniz yoktu. Sizin hiçbir görüşmeniz olmadı mı? (1.50.34)
Ali Koç: Belki de var… (1.50.36)
Ali Can: En azından bilginiz..
Ali Koç: Pek çok yöneticinin de tapesi yoktu.(…) Çok fazla yöneticinin de hiç tapesi yoktu. Evet telefonda konuşuyorum. Ama son dönemde mecbur kalmadıkça hiç konuşmuyorum…   O hale geldik. (1.51.03) Benim niye bir tapem yok bilmiyorum. Kayda değer tape bulamadılar (1.51.10)

TV8 Mahkemler de ceza verdi. Ona hiç değinmediniz. Burada da mı TFF’nin hataları vardı?
Ali Koç: Bununla ilgili başımızı belaya sokmadan nasıl söyleyeceğiz? Söyleyelim bakalım. (1.52.00) 
Spor hukuk süreçlerinin doğru düzgün uygulanmadan, savunma hakkı verilmeden Fenerbahçe’nin hak etmediği bir muameleye maruz kalması… (Bu toplantıda bunu anlattım) Ben değil birçok arkadaşımız şikayetçi. Ne oluyor? Ne bitiyor? Abandone olduk. (1.52.30) 
Sonra baktık ki bu böyle masumane bir olay değil. Demin bahsettim. Nasıl gizlilik ihlali… Gizlilik ihlalini kim yapar? Nasıl buna müsaade edildi. Nasıl basın yasağı getirilmedi? Bu iki konuda tatmin olmadan cevabını almadan masum gözle bakamam. (1.52.52) İddia edilen her şey doğru olsaydı bile ne Fenerbahçe ne ilgili kişiler bu muameleyi hak etmiyordu. Bu itibarsızlaştırmayı, bu basında kampanyayı. Dolayısıyla ben ancak şahsım olarak söyleyebilirim: Senin baktığın gözle bakmıyorum. (1.53.12)
Ufuk Kaan Karacan (Kanaltürk) Bilgisiz, yetersiz, kötü niyetli, adeta alay ediyor (Aydınlarla ilgili tanımlamaları sıralıyor)
Ali Koç: Sporla ilgili. Biriyle ilgili böyle söylemek yanlış olur.
Ufuk Kaan karacak: Ben düzelteyim o zaman. Süreçle alakalı konuşurken bu ifadeleri kullandınız… Bahsettiğiniz kişi şu anda başkan adayı… Fenerbahçe’ye ve Türk futboluna zarar vermiş Mehmet Ali Aydınlar Fenerbahçe başkanı olmamalı mesajı olabilir mi?
Ali KOÇ: Türk futboluna zarar vermiş olması benim düşüncem. Ben O’nun kadar ben kelimesini kullanmıyorum ama… Dikkat edin biz kelimesini ne kadar az kullandı. (…) Benim görüşüm. Bunun tam aksini düşünen de bir sürü insan var. Hatta bazı camianın önde gelenleri var ki sütte leke var M Ali beyde yok diyor. Bu benim görüşüm. (1.55.09) Burada o yorumu yapacak olan sizlersiniz. Ama ama benim görüşüm sorarsanız hem Fenerbahçe’ye hem Türk futboluna icraatları diyelim, yaklaşımları, felsefesi  büyük zarar vermiştir. (1.55.34)
Hasan Sarıçiçek: Türkiye Gazetesi, TGRT Haber… Değerli konuşmanız içerisinde futbol adına büyük değerler erozyonu yaşandığına dikkat çektiniz. Bu konuda herkes hem fikirdir. Objektif hukuk, sportif hukuk spor kültürü açısından baktığımızda ne acıdır ki 3 Temmuz süreciyle değerler erozyonu yaşanmıştır. (1.56.03) 
Siz bu süreçte TFF’nin ve UEFA’nın bu davaya müdahil edildiğini söylediniz. Özellikle UEFA’nın

Ali KOÇ: Hayır. UEFA’nın diyorum. TFF zaten…

Hasan Sarıçiçek: UEFA’nın bilhassa müdahil edildiğini söylediniz. Soktular ifadesini kullandınız. Şöyle söyleyelim. (1.56.25) TFF ve UEFA’yı etkileyebilecek, Fenerbahçe’yi öteleyebilecek güç (muallak olarak kaldı spesifik olarak dikkat çekmediniz) kimdir? Size karşı veya bu kurumlara karşı husumeti ne olabilir? Bunu merak ediyorum? İkincisi. Bir yönetici olarak Fenerbahçe’nin şu süreçte gönül arzu ederdi ki bu açıklamaları yapmak ihtiyacında olmasaydınız. (1.56.55) Yani Fenerbahçe’yi hem UEFA’da hem CAS’ta mahkum ettirmiş bir yönetici olarak burada bulunmasaydınız (1.56.59) (Bu açıklamaları yapmayı yaptırmamış olsaydınız

Ali KOÇ: Bir daha söyler misin?

Hasan Sarıçiçek: Gönül arzu ederdi ki; bu açıklamayı yapmak zorunda kalmasaydınız. Bu basın toplantısı yerine Fenerbahçe’nin gelecekteki makro projelerini tartışan spor adamı olarak karşımızda olsaydınız. (…) Acaba bir yönetici olarak biraz önce UFUK’un da dikkat çektiği Sayın Mehmet Ali Aydınlar’la ilgili ehliyetsiz yönetici tanımlamanızı ne zaman fark ettiniz? (1.57.38) Fark ettiğinizde Fenerbahçe’nin TFF Genel Kurulunda lokomotif değer taşıdığını siz daha iyi biliyorsunuz. Sayın Mehmet Ali Aydınlar’ı göreve getiren irade de bu iradeydi. Acaba imza toplayıp…

Ali Koç: Senin sorularının başını unutuyorum. Mevzuya gel. (1.58.33) 

Hasan Sarıçiçek: Mevzu şu. İmza toplayıp Aydınlar yönetimini Genel Kurula götüremez miydiniz?
Ali KOÇ: Zaten aşağı yukarı
Hasan Sarıçiçek: Hemen bitiriyorum.
Ali KOÇ: E peki hadi
Hasan Sarıçiçek: :Yeni yönetimden de şikayet ettiniz. Yüzde bir milyon haklı olabilirsiniz
Ali Koç: Ne yaptı?
Hasan Sarıçiçek: Bu yeni yönetime meramınızı neden anlatamadınız. Bütün bunları sormaktaki tek amacım da
Ali Koç: Neyi anlatamadık
Hasan Sarıçiçek: Yani Fenerbahçe’nin haklılığını
Ali Koç: Ben ayrıldım biliyorsun. Yeni yönetimden iki üç ay sonra ayrıldım. Belki arkadaşlar anlatmıştır. Ben dışarıdan gördüğümü söylüyorum.
Hasan Sarıçiçek: Sizden sonra da Fenerbahçe daha ağır bir cezayla karşılaştı. (1.59.29)

Ali Koç: İlk soru. Kimdir bunlar diyorsun. Biz bu düşünce içindeydik. Biz Sayın Cornu’nun 8 Kasım’da gelen ifadesine kadar bu kadar kafamızda pençinlenmemişti. O ifadeler geldiğinde dedik ki burada bir bit yeniği vardı. İşte bu. Biz onu 25 Ağustos’tu sanırım “Ketenpereye getirdiniz başkanı” dedik. Kimse bu işi götüren “ketenpereye getirdiniz” dedik. O zaman emin değildik. (…) Cronu’nun açıklamasında da bir nüans var. (2.00.05) 
Cornu’nun açıklaması 8 Kasım günü geldi. Hem bize hem federasyona. Biz bekledik. Avukatımız Emin Özkurt dedi ki “Bekleyelim. Bunu göstermeyecekler başkana” dedi. “Tamam” dedim “Bekleyelim” 10 gün bekledik. O da ayın 18’inde gördüğünü ifade etti. O’nun da nasıl gördüğü meçhul. Bence biri söyledi. (2.00.50) 
Öyle bir evrak ki. Her şeyin üstünde tuttuğunuz Cornu sizin hakkınızda böyle böyle bir şey söylüyor. 10 gün geçiyor. Haberiniz yok. Birgün hatırlayın. Galiba Kanaltürk kanalında Emin Bey çıktığı zaman Sn Helvacı, Sn Arıboğan, Sn Aydınlar arka arkaya bağlandı. Sonra galiba suratına telefon kapattılar. (2.01.19)
 Emin Bey bir şey sordu. “Sayın Başkan” dedi “Niye sizden saklandı bu 10 gün” O “Bilmiyorum” dedi. Lütfi Bey galiba “Evraka takılmıştır” dedi. Yoksa İlhan Bey mi dedi onu. “Gelen evrağa takılmıştır” İlhan Bey ne dedi? O da işler çok öyle bir şeyler… Bunlar 90 sn arayla olan bağlantılardı. Herhalde burada bir sıkıntı olduğunu siz de görüyorsunuzdur. Şimdi… O güç kimde bilmiyorum. Cornu’nun ifadesi geldiği zaman tahmin ettiğimiz, şüphe duyduğumuz, rahatsız olduğumuz UEFA’nın olağandışı hareketleri nereden kaynaklanıyor orada anladık. Orada da geçen isimleri biliyorsunuz. (2.02.10)
İmza toplama konusu… Biz can derdiyle uğraşırken, bu detayda da konuları  bilmezken imza toplama şeyini düşünmedik. Zaten çok kısa süre sonra istifa etmek durumunda kaldı (2.02.53) 
 Bu arada önemli olan konu şu. UEFA’NIN ADİL BAKABİLMESİ İÇİN BU KONUYA ADİL BAKAN TFF GEREKİYORDU. GEÇMİŞ FEDERASYON GİBİ BİZ YANLIŞ YAPTIK SİZİ YANLIŞ YERE GAZA GETİRDİK KUSURA BAKMAYIN ÖYLE DEĞİLMİŞ BÖYLE DİYECEK KONUMA DEĞİLDİ. BANA SORARSAN. (2.03.16)
YENİ TFF YARDIMCI OLMADI DEMEDİM. KONU SIKI TAKİP EDİLMEMİŞ.
FN: Öncelikle teşekkür ediyorum. Sıra bize de geldi. Biraz evvelki gerginlik adına da yanlış anlaşılma oldu herhalde.
Ali Koç: Yok yok…
FN: Biz burada soru sormaya geldik. Sizi dinlemeye geldik. Görüşlerinizi yansıtmak için buradayız. (2.03.55) Korkuyor da (okulda) değiliz.Birinci sorum şuydu.

Ali Koç: Bir dakika ben sana başka bir şey söyleyeceğim.

FN: Konuşacağız. Ben bugünün tarihine dönük başka bir şey sormak istiyorum. Aydınlar 1.5 ay önce bir basın toplantısı yapmıştı. O toplantıyı 1.5 ay sonra ve genel kurula 2 gün kala cevap veriyorsunuz. Bunun sebebini merak ediyorum.

Ali KOÇ: Söyledim. Tatmin olmadın demek

FN:2 gün var. 1,5 ay olmuş

Ali KOÇ: Ben daha evvel de bunu yapacağımı düşündüğümü, vazgeçtiğimi söyledim

FN: Ha evet. Özür dilerim. Tarihleri karıştırdım. İkinci sorum. Sayın Aydınlar’ın toplantısının bitimine neden olan olay. Sevgili dostumuz Sayın Sevilay Yükselir’e Sayın Aziz Yıldırım’ın bir açıklaması oldu. 

Ali Koç: Evet b. Sevilay Hanımın yazısı vardı. Yurt dışındaydım. İnternetten okudum.
FN: Sayın Aziz Yıldırım’ın sözleri var. Burada tekrarlamak istemiyorum.
Ali Koç: Tekrarlamazsan iyi olur. Bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz? (2.06.07)
FN: ISRARLA SORMAYA DEVAM EDİYOR
Ali Koç: Ben bu konuyu cevaplayayım. Ben de sana bir şey soracağım.
FN: Yargılama neden tekrar başladı gibi bir şeyler söylüyor. Anlaşılmıyor
Ali KOÇ: UEFA net bir şekilde TFF’na itibar etmediğini net bir şekilde gösterdi.
FN: Ne dediği anlaşılmıyor
Ali KOÇ : Bana göre kapanmamıştı. Diğer konuyla ilgili konuşmak istemiyorum. Çok talihsiz oldu. (2.07.16) Sana ben bir soru sormak istiyorum. (2.07.20) Sorabilir miyim? Veya ortaya sormak istiyorum. SPOR KAMUOYUNU YÖNLENDİRMEKTEN SORUMLU OLAN SPORLA İÇİÇE OLAN SİZLER… BİZ SİZLERİ OKUYUP KANAAT (SAHİBİ OLUYORUZ) BAZI İNSANLAR BİR GAZETE OKUYOR. BAZI İNSANLAR 10 GAZETE OKUYOR. BAZI İNSANLAR SIRF İNTERNETTEN BAKIYOR. SEÇİM AREFESİNDE AKTİF OLMALI MIDIR? OLMAMALI MIDIR?
FN: Bana mı?
Ali Koç: Ortaya. Sana sormak haksızlık olmasın
FN: Konuşuyor ama anlaşılmıyor
Ali KOÇ: Ben senin şahsından bahsetmiyorum. Genel konuşuyorum
FN: Konuşuyor ama anlaşılmıyor
Ali KOÇ: Benim söylediğim… Konulara tarafsızca yaklaşıp, belirlenen sınırları …
FN: Konuşuyor ama anlaşılmıyor
Ali KOÇ: UEFA için de belli, CAS için de belli, TFF için de belli… Size çok teşekkür ediyorum